“Dostlarım! Dünyada dost yoktur!”
Sokrates
“Arkadaş” ile “Dost” kavramı her zaman karıştırılır. Bilinçaltımızda, hepimiz dostlarımız olmasını isteriz. Güvendiğimiz, dertlerimizi paylaşabildiğimiz, başımız sıkıştığında yardımımıza koşan kişilere ihtiyaç duyarız. Sokrates, dünyada dost yoktur derken, kendi dünya bakış açısı ile bu sözünü paylaşmış olabilir. Onun kendi iç dünyasında öyle hissetmiş olabilir.
Sosyal biriyim, çokça arkadaşa sahibim. Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünürüm. Diğer yandan, ilişkilere gereken değeri veren ve yatırım yapmayı seven bir yapım var.
Kaç tane Dostum var?
Çok zor bir Soru!
Arkadaş sayım ile karşılaştırdığımda oldukça az olduğunu söyleyebilirim.
Aile üyelerimi saymıyorum.
Çok yakın arkadaşlarımı her zaman dost olarak görmüşümdür. Onlar beni nasıl görüyor? Önemli olan da bu!
Dostluk kavramını, Nil Gün, “Minik adımlar büyük kazanımlar” kitabında şöyle anlatmış:
“Arkadaşların bir kısmı aktivite arkadaşıdır, bir kısmı iş arkadaşıdır. Bu kişilerin bir kısmı ile aktivitelerin dışında da zamanımızı paylaşırız. İç dünyamızı paylaşırız. Daha yakın arkadaşlık geliştiririz. En yakın arkadaşlıklar geliştirdiğimiz kişilere, “dostumuz” deriz. Arkadaşların sayısı fazla olabilir ama dostların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.”
Dostluk, sadece aktivite paylaşmak değil kendini de paylaşmaktır.
Dost, yanında düşünsel ve duygusal boyutta çıplak olabildiğin kişidir. Doğal olabildiğin, kendin gibi olabildiğin kişidir. Hem iyi günde, hem de kötü günde yanında olduğun ve yanında olan kişidir.
Çok arkadaşı olup hiç dostu olmayan çok kişi vardır. O nedenle, birçok kişi için gerçek aile üyeleri, dostlarıdır.
Hayatında tek bir dostun varsa şanslısındır. Çünkü, bazı kişilerin belki çok tanışı hatta arkadaşı olabilir ama hiç dostu yoktur.
Birçok kişi için gerçek aile üyeleri dostlarıdır.
Türkiye’de, en yakın arkadaşlarımıza, dostumuz deriz.
Dostluk kavramını daha iyi anlamanız ve bu konuda bir farkındalık kazanmanız için. Dost gördüğünüz kişilerle ilgili kendinize şu soruları dürüstçe sorun:
Sence sen, dostum dediğin kişinin kötü gününde onun kadar üzülen, başarılarından onun kadar mutluluk duyan bir kişi misin? Yoksa, içinde bir nebze olsun kıskançlık hissediyor musun? Eğer hissediyorsan, bu duygunu sorgulamaya ne dersin?
Size biraz bencilce gelebilir; benim en iyi dostum kendimim. Ve bu konuda kendimi şanslı bulurum.
Çevremdeki yakın arkadaşlarıma bir dost gibi davranmaya dikkat ederim. O nedenle, kim benim dostum sorusunun cevabını beni bir dost gören yakın arkadaşlarım demek isterim.
Dostluk, bir kişinin sahip olabileceği en büyük armağandır. Arkadaşlık ve dostluk ilişkilerine yaşamın bir armağanı olarak bak.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Comments powered by CComment