Başaracağıma değil, Yaşayacağıma İnanıyorum!

Dünya o kadar hızlı dönüşüyor ki, bu dönüşüm insanların birçok alışkanlığını da değiştirme konusunda insanoğlunu zorluyor. İnsanları diğer canlılardan ayıran duygu (tutku) ve birbirine bağlayan sevgi ile bu dönemde insanların içlerinde bir umut yeşermesi için bu akşam klavyemin başına geçtim.

 

Hayatta insanın başarılı olması için yapması gerekenler listesinin en başında çok çalışma, bilgi sahibi olma ve kendini keşfetme olarak bilinirdi. Bugün insanlığın önündeki en büyük engel gereğinden fazla bilgi, odaklanma sorunu ve kendini keşfedecek kadar yavaşlayamaması. Bu tempoda bir yaşam her insanın kaldırabileceği bir yük değil. Covid-19 döneminde sosyal medya, Youtube ve Whatsapp iletişimde diğer araçlara zaman bırakmadı.

 

İnsanoğlunun bence en önemli sorunu yalnız kalacak, düşünecek, araştıracak ve birbirine ayıracak zamanı gittikçe azalması. Endişe, kaygı ve korku da insanın her boyutta enerjisinin azalmasına neden olmaktadır.

 

Hayatımızı en çok etkileyen şeylerin başında sosyalleşmenin zorunlu olarak ortadan kalkması, insan sosyal bir varlık olarak bu ihtiyacı bir şekilde gidermek zorunda!

 

Toplumda herkes teknolojik cihazlar üzerinden görüşecek donanım ve bilgiye sahip değiller. Evde kendini oyalayabilmek, zamanı doğru yönetebilmek ve kendine zaman ayırabilmek birçok kişi için en büyük sorun. Covid-19 döneminin bitiş tarihi belli olmadığı için insanların uzun vadeli plan yapmalarını da güç hale geliyor. Belli sektörler (özellikle yiyecek ve içecek sektörü) en kötü günlerini yaşıyorlar. İşten çıkarma yasağına rağmen birçok insanınücretsiz izinde olması sebebiyle ekonomik anlamda birçok sektör ve kişi zor günler geçiriyor.

 

Pandemi döneminde iletişim yüzde 90 Internet veya GSM üzerinden yapılmaya başlandı. İnsanlar kendilerini sadece yüzde 7 kelimelerle ifade edebiliyorlar. Kalan yüzde 93 jest ve mimikler ve ses tonu. Bunların hiçbirini yapmadan düşüncelerimizi ve duygularımızı karşı tarafa nasıl aktarabileceğiz?

 

Yazdıklarımızın üzerinden duygularımızı karşı tarafa iletememek çok büyük sorunlara neden oluyor. İletişimin en önemli unsuru etkili dinlemek de ortadan kalkıyor. Emojiler üzerinden bir yere kadar kendimizi ifade edebiliyoruz. Karşı taraf ile sorun yaşadığımız zaman bunun telafi etmek o kadar da kolay olmuyor. İnsanların en çok aradıkları şey; aranılmak, hatırlanmak ve ilgi görmek. Mevcut teknolojiler üzerinden sembol ve işaretler ile bunları yapabilmek çok sınırlı. Bu dönemde aramak ve aranılmak veya hediye vermek/almak o kadar önemli hale geldi ki. İnsanlar daha duygusallaştı, daha alıngan oldular, bazıları da daha içlerine kapandılar.

 

Diğer yandan insanların bir araya gelmesini sağlayan birçok organizasyon ile proaktif insanlar için bu dönem tam bir fırsat oldu. Kendi açımdan bu yedi aylık sürede son üç yılda tanıştığım insandan çok daha fazla insanla tanışma imkanım oldu. Bir çok girişimci de insanları yardım ve sosyal sorumluluk amaçlı bir araya getiriyorlar. Geçen gün savunmasız sohbetler adlı bir platforma davet edildim. Benim için oldukça değişik bir deneyimdi. Her zaman ne kadar güçlü, dayanıklı ve farklı bir kişi olduğumu insanlara anlatan ben, bu sefer savunmasız bir konuşma yapmam isteniyordu.

Bu programı izlemek isterseniz; https://www.youtube.com/watch?v=0YpAW7Vq1cI.

Benim dışındaki diğer konuşmacılarda sevgi dolu, savunmasız ve duygusal konuşmalar yaptılar. Hepimizin ortak noktası aynıydı; sevgiyi bulmak, kendimize dönmek, yavaşlamak, daha üretken ve faydalı olmaktı. Farkındalığı yüksek insanlar bu dönemde bile üretmeye ve çevrelerine ışık olmaya devam etmeleri diğer insanlar için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ücretsiz veya düşük bedelli eğitimler, seminerler ve etkinlikler bilginin cömertçe yayılması için dünyanın adaletinin bir göstergesi değil mi?

 

Savunmasız sohbetlerin organizasyonunu gerçekleştiren Özkan Kere; “Bu dönemde üretkenliğin ne kadar önemli olduğunu idrak ettiğimiz bir dönem oldu” dedi. “Ne kadar doğru!”

 

Quincy Jones, efsanevi besteci ve müzik yapımcısı şöyle demiş: “Zirveye çıkmış kişiler- ister müzisyen ister müzisyen ister usta bir aşçı veya kurumsal bir yönetici olsun- hiç para kazanmasalar da yaptıkları işi yapmaya devam edecek olanlardır.”

 

Bill Gates, Microsoft’u kurduklarında onları motive edenin para olmadığını söylemişti. “Paul ve ben bu işten çok para kazanacağımızı düşünmedik. Biz sadece yazılım yazmayı seviyorduk.”

 

Micheal Jordan ise, “Oyunu oynuyorum çünkü oynamayı seviyorum. Bir de üzerine para veriyorlar.”

 

Eğitim verme konusunda kendimle ilgili bende M. Jordan ile aynı şeyleri düşünüyorum, 8 saat eğitim verirken zaman nasıl geçiyor bilmiyorum. Ama çok mutlu oluyorum. Bir de üzerine bana para veriyorlar

 

Stephen King, yazar şöyle anlatıyor, “Evet, yazdıklarımdan çok para kazandım. Ama yazdıklarımın bir kelimesinden bile ondan ne kazanacağım düşüncesiyle kâğıda geçirmedim. Hissettiğim titreşim ve yazmanın verdiği neşe için yaptım.”

Bazen zengin insanların paranın peşinden gittiğini düşünürüz, oysa onlar tutkularının peşinden giderler.

 

Hepimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Her zorluk ve engelin beni daha büyüttüğünü düşünürüm. Çevremize ve birbirimize daha çok yardım etmeliyiz, destek olmalıyız.

O nedenle Albert Einstein’ın şu sözleri bu dönem için çok değerli, “Başarılı olmak için değil, değerli olmak için çabala.”

 

Yazımı bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz sevgiyi Rahibe Teresa’nın sözleri ile bitirmek isterim.Rahibe Teresa hayatında bir şeye her şeyden çok daha önem verdi: sevgi. Aşağıdaki sözlerinden yüreğini anlayabiliriz.

 

“Ne yaptığımız değil, yaparken ne kadar sevgiyle yaptığımız önemlidir. Ne verdiğimiz değil, verirken ne kadar sevgiyle verdiğimiz önemlidir ve Tanrı için hiçbir şey küçük değildir.”

 

“Gittiğiniz yere sevgi götürün, gittiğiniz her yere sevgi götürün. İlk önce kendi yuvanıza. Çocuklarınıza, eşinize, yan komşunuza sevgi verin. Hiç kimsenin yanınızdan mutsuz ve kötü ayrılmasına izin vermeyin. Tanrı’nın zarafetinin yaşayan bir örneği olun; yüzünüzden, gözlerinizden, gülüşünüzden ve selamınızdan zarafet eksik olmasın.”

 

Savunmasız Sohbetlerde konuşmacılarından Berfu’nun şu savunması bu dönemi o kadar güzel özetliyordu ki; “Belirsizlik var, merkezime döndüm, yeni keşfettiğim Benle gurur duyuyorum bu dönemin bana böyle bir katkısı oldu bana. Artık başaracağıma değil yaşayacağıma inanıyorum.”

 

 

 

Sevgilerimle,

 

 

Taner Özdeş

 

 

Comments powered by CComment

Bize Ulaşın

Halim Meriç İş Merkezi Cemal Sururi Cd. No:25/18 Şişli İstanbul

E-Bülten

E-posta adresinizi girin, size daha fazla bilgi gönderelim...

Ara