Nerede kalmıştık?

Bazen kendime yetişemiyorum.
O zamanlarda en sevdiğim şeyi yapamıyorum; yazmak !!
Yani kendime dönmek.

Pandemi sonrası hayatımın temposu arttı !
Nasıl?
Zihnim bu dönemde bir çok danışanıma destek olabilmek için daha çok çalışmaya başladı. Müthiş bir enerji ile son üç aydır birçok paylaşımda bulundum. O nedenle Covid-19 a teşekkür ederim.

Nerelerden besleniyorum?
Öncelikle, danışanlarım benim ufkumu açıyor.
İşbirliği yaptığım birçok şifacı, enerji, nefes , Tetahealing, NLP danışman ve eğitmeni benim ufkumu açıyor. Onların öğrendiklerini öğrenecek zamanım yok. Benim öğrenme biçimim yaşamak, gözlemek, sürekli öğrenmek, sınırlarımın dışında yeni şeyler öğrenmek. Başkalarının aklından ve bilgilerinden faydalanmak . Çok Okumak ve hepsini sonrasında bilinçaltımın programlaması için akışta kalmak.
En önemlisi Evren’e güvenmek.

Bu hafta iki sevdiğim arkadaşımın çocukları dünyaya geliyor ( hatta bir tanesi dün geldi). Hayatları her ikisinin de bir filmdi. Şunu söyleyebilirim, dünyada kolay bir hayat yok. Mutluluk, bir bedel ödemektir.

Yetenek, başarı, akıl ve çok çalışma bir insanı her iki yöne de götürebilir.

Hangi iki yöne?
İyi veya kötüye

Son zamanlarda bir çok psikoloji kitabı okuyorum ve youtube da bu konuda popüler kişileri takip ediyorum.

Ne diyorlar?

İnsanlar kötüler ve iyiler olarak ikiye bölünemez.
Yani kötülerin de bir geçmişi vardır, kendi içinde ikilemleri, çelişkileri, çatışmaları devam eder ve en önemlisi kötülük yapmak için kötülük yapmazlar. Aslında o kötü kişi de bir ihtiyacını karşılamaya çalışmaktadır. Bunu yaparken ötekini gözetmediği ve zarar verdiği için kötü oluvermiştir.

Kötü insan kimdir?

Klinik psikolog ve varoluşçu psikoterapist Ferhat Jak İçöz:  “ Sokağa çıkıp arayın o kötü insanı bulamayacaksınız. Bula bula gidip size yol vermeyen, ayağınıza basan, umarsızca kulaklıksız video izleyen, öyle ya da böyle sizin sinirinizi bozan birini bulacaksınız.”

Din, politika, ırk, ülkerler ve futbol dünyayı ikiye böler. En önemli sebebi bu konularda tartışamazsınız. Çünkü kimse sizi dinlemez.

Kişilik nedir? İnanç ve değerler.
Kesin bir inanç değişir mi?

İnsanların çoğu kendi beyinlerinin eseridir. Hem kendimizin hem de ötekilerin bir kişiliği olduğuna inanmak isteriz. Kendimizin dışına çıkmayacağımız bir kişiliğimiz olsun isteriz ki böylelikle seçmek zorunda kalmayalım. Sorumluluk almak zor gelir.

En güzel örneği Ayasoyfa’nın ibadete açılması . Dünya ayağa kalkdı.
Kim haklı?
Nereden baktığınıza bağlı.

Haberciliğe bakıyorum. Evde eşim, oğlum Cüneyt Özdemir dinliyor. Ben de araba yolculuğumda bir dinleyim dedim. Gündem hakkında hiçbir prosedüre uymak zorunda olmadan konuşuyor. Atilla Yeşilada ekonomi konusunda espirili bir şekilde evinden konuşuyor. Herşey değişiyor.

Neymiş Z kuşağı boş ve bencilmiş!
Sanki bu kuşak uzaydan geldi . Bu yaş grubu, Hepimizin çocukları veya torunları değil mi?

Farkları ne?
Özgüvenleri yüksek. Özgür düşünmek istiyorlar. Boyundur altına girmek istemiyorlar. Değer yargıları daha insancıl .
Bireysel ve benciller. Ama kendi yaş guruplarında sorun olmuyor!
Bize ne?
300.000 Dislike atınca, gündem oldular.
Yoksa, kimsenin umurunda değildiler!

Netflix sonrası meşhur olan Ghislaine Maxwell – sübyancı skandalı dünyayı ayağa kaldırdı. Ama bu işe bulaşan tek kişi o mu ?
Seks ve cinsellik her zaman gündemde olacak.
Çıplak kadın fotoğrafları ve ünlülerin rezaletleri de.

Ünlü ve yetenekli olmak bir insanı ahlaklı yapar mı?
Parası olan her insan davranışları ile toplumda kabul görür mü?
Trump neden bu kadar tepki görüyor?
Nusret, sıfırdan alının teri ile başarmış biri. Yetenekli ve başarılı. Ama son zamanlarda abartmıyor mu?
Çünkü sürekli ilgi çekmek istiyor. Oradan besleniyor.
Tüm ünlülerin kaderi aynı değil mi?

Miles Davis Netflix dizisi ile müzik dünyasına bir çok mesaj iletti.
Satır aralarında ne mi okudum?
“Bildiklerinize güvenmeyin” .
Korku en önemli motivasyon . Zıttı nedir? Özgüven . Herşeyi bildiğini düşünmek!

Danışanlarım bana en çok ne için geliyorlar? En çok değersizlik ve özgüven eksikliği. Bir insanı KİM değerli yapabilir ? Anne ve babası. Çevresi.
Ya, anne ve baba, çocuklarına yeterli sevgi ve ilgi vermemişse ne olur? 

İşte psikolojinin çözemediği en önemli sorunlardan biri de bu. Bir insan bu konuda zaaflarını yenmek için ne yapıyor. Çapkınlık, güç, zorbalık, hırsızlık, aldatma ve yalan söyleme. Tüm bu davranışların altında değersizlik ve başarısızlık korkusu var.
Sevgili arkadaşım Dr. Özgür Bolat’ın özgüven konusundaki sözlerine katılıyorum : “Gençlerin çoğu mükemmel olmak istiyor. Ancak, o zaman toplum tarafından kabul görecekelerini düşünüyorlar. Ne yapmak lazım? Çocuklarınıza her konuda yasak getirmek yerine, özgüven inşa etmelisiniz. Kusursuz güzelliğin gerçek olmadığını, manipüle edildiğini anlasın”
“Sen her şekilde; kişiliğin, sen sen yapan özelliklerin, kimliğin ve değer odaklı yaptıklarınla bizim için değerlisin” – Anne ve babanın çocuğuna söylemesi gereken bu.

Geçen gün bir danışanım Bergüzar Korel’in resmini bana göndermiş. Oldukça kilolu bu fotoğrafta suratındaki özgüven ve mutluluk ifadesi bütün normları değiştiriyordu. Özgür Bolat’ın da dikkatinden kaçmamış bu fotoğraf . Bergüzer Korel ne diyor bu fotoğrafta: “ Buyum ve mutluyum”. Filtresiz muhteşem bir fotoğraf. Biz her halimizle güzeliz. Mesajı veriyor.

Pandemi sonrasında insanoğlunun da kabuk değiştirmesi gerekiyor.
Ya poz kesen mutsuz yetenekli, ünlü ve zengin insanlar yetiştireceğiz. Sonra bunlara kötü diye damga vuracağız!
Veya kendine güvenen , kendini seven ve kabul eden kusurlu , filtresiz ama mutlu bir nesil !

Seçim insanoğlunun !

Sevgilerimle,

Taner Özdeş