Vermiş olduğum Açık Sınıf eğitimlerinde her ne kadar satış eğitimi versem de, eğitimlerin içinde hayat, mutluluk, kişisel gelişim ve farkındalık konularında katılımcılarla bilgi ve tecrübelerimi paylaşırım.
Bu bilgilerimi sizlerle de paylaşmak istiyorum :
Eğitimler insanlar için bilgi ve farkındalık aktarırlar. Kısaca “Neyi “ anlatırlar. “Nasılı “ anlatmazlar. Çok kitap okursanız ve uygulamaya geçmezseniz bir süre sonra öz-güveninizi kaybedebilirsiniz.
Bugün Medya sürekli olarak bize yeterince iyi olmadığımızı söyler: reklamlarda, sosyal medyada insanlara hep mükemmel, kusursuz ve başarılı insan örnekleri gösterirler, mutlu olmak için zayıf olmalı, güzel bir cilde, parlak saçlara ve beyaz dişlere sahip olmalı..
Ancak, bu insanların bu noktaya nasıl geldiklerini detaylı açıklamazlar, sadece mükemmel ve kusursuz vücutlar, mükemmel giyimli mutlu ve zengin insan hikâyelerini ve röportajlarını bizimle paylaşırlar.
Sizin de moraliniz bozulur ve neden ben böyle olamıyorum diye depresyona girersiniz. Bu insanların gerçekten mutlu veya doyumlu olup olmadığını kimse bilemez!
Tony Robbins’i yıllardır takip ederim. Şöyle der: “ Önemli olan neye sahip olduğunuz değil, önemli olan içinizdeki boşluğu ne kadar doldurabiliyor olduğunuzdur ?”.
Bir insan zengin, ünlü, patron, süperstar, statü sahibi veya bir trilyoner olabilir. Hatta Bill Gates de olabilir,ama içindeki boşluğu yine de dolduramaz. Para konusunda yanılgıyı seneler önce fark ettim. Çok para kazanmak yerine, kaliteli ve doyumlu yaşamı tercih ettim. Paranın esiri olmayacaktım.
Zarafet, görgü, incelik, kibarlık bunları kazanmak çok zordur. Kabalık, zorbalık, güç kazanmak çok kolaydır.
Mutluluk nedir?
Ben hiçbir zaman mutlu olmaya çalışmadım. Her zaman kendimi şanslı ve mutlu hissettim. Diğer yandan, zaman zaman stres, endişe ve korku hissettim. Negatif duygulardan kurtulmak için daha çok çalıştım. Sürekli kendime yeni vizyon, hedef ve amaç belirledim. Bugün bana inanan insanlar sayesinde bu kadar çok şeyi başarabiliyorum. Bugün, Zeytin, Digital Partners ve Dijital kalem, Mediacat, Ceres Yayınları vb. kuruluşlar sayesinde bilgi ve tecrübelerimi sizlere ulaştırabiliyorum. Bana her türlü desteği veriyorlar.
En büyük hayalim ne mi?
Amacım, bu ülkede doğan her insana satışı sevdirmek ve kişisel gelişimine katkıda bulunmak; 250,000 kişinin üzerinde kişiye eğitim, seminer ve koçluk yaptım. Videolarımın seyredilme oranı 2 milyonu geçti!
-Bir insan, neden içindeki boşluk duygusundan kurtulamaz?
-Bir insan i, neden zaman zaman kendini başarısız, mutsuz ve boşlukta hisseder?
Cevabım şu; Amaç ve hedef eksikliği!
Amaç nedir?
Yapmış olduğunuz şey sonunda dünyaya ve insanlığa (karşılıksız) fayda ve katkı sağlamaktır.
Şu soruyu kendine sorabilirsiniz; “Ben bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum?”
Koşun, yüzün ve bunu bir STK için yapın. Çevrenizdeki insanların da bu yüce amaç için destek olmalarını isteyin. Herkesin 100 tane tanıdığı insan vardır. Bu kişiler 100 TL bağış yapsa, 10.000 TL bir STK için para toplamış olursunuz.
Üniversitelerde, liselerde seminer verin, tecrübelerinizi paylaşın. Youtube kanalı açın insanlar ile cömertçe bilgi ve tecrübelerinizi paylaşın. Blog açın, kitap yazın, sosyal medya da paylaşımlarda bulunun. Bunu yapmanın size bir maliyeti yoktur.
Cumartesi günlerimi insanlara yardım etmek, bana ihtiyacı olan insanlara destek olmak ve yardım etmek için ayırırım. Açık sınıf eğitimlerime bu amaçla başladım. Türkiye’nin her yerinden bir çok kişi bu eğitimlerime geliyor. Nasıl da mutlu oluyorum. Keyif alıyorum.
İnsanlara dokunmak, onlara ışık olmak işte buna Bill Gates bile 100 milyarlık servetine rağmen sahip olamaz.
Dünyada mutlu mu olmak istiyorsunuz, insanlara karşılıksız iyilik yapın!
Bazı insanlar çok başarılı ve zengin olurlar. Peki, ben nasıl yapabilirim diye kendinize sorabilirsiniz?
Cesur olarak ve risk alarak hayatta istediğiniz her şeye kavuşabilirsiniz.
En son eğitimime İskenderun’dan bir kişi katılmak istedi. Eğitimin ücreti 350 TL idi. Bana bu kadar param yok, ama sizi çok dinlemek istiyorum dedi. Ben de kendisine eğitim merkezine de bir bedel vermem gerektiğini, 150 TL vererek katılabileceğini söyledim. “Tamam” dedi. Eğitimden bir gün önce İstanbul’a geldiğini söyleyen bir mesaj attı. “Çok az param var. 100 TL ancak ödeyebilirim, yoksa sefil olacağım, kalanı size bir hafta sonra ödeyebilir miyim? “ diye sordu. “Tabii ki” dedim. Bu kişi eğitim esnasında yanıma geldi ve 2 kitabımı almak istediğini söyledi. Kendisine “Bana sonra ödeyebilirsin” dedim. Cebimden son parasını çıkardı. “Ödemek istiyorum” dedi. Çok duygulandım.
34 yaşında hayatımın ikinci evresine JCI Derneği sayesinde geçtim. Tony Robbins’i Hawaii’de dinledikten sonra beynimde bir şimşek çaktı.
Bu günlere, sevgili Şule Tanju, Rıza Kadılar, Vedat Akman, Pinar Kartal Timer, Tunç Günbey, Kağan Demirgil , Berna Botali Kaplan ve Aykut Altındağ gibi bana inanan insanlar sayesinde geldim. Jaycees (JCI) derneğine üye olmam, hayatımı temelden değiştirdi.
Her gün kitap okumam, eğitimlere ve seminerlere katılmam, her gün kendimi ve insanları gözlemlemem sayesinde kendimi sürekli geliştiriyorum. Hiçbir zaman biliyorum demedim. Bugün ne öğrenebilirim dedim. Egomu şişirmeden her insandan, olaydan ve fırsattan bir şeyler öğrenmeye çalıştım.
Hayatı doya doya yaşamanın formülünü bulmuştum.
Bu formül neydi?
Başka insanlara yardım etmek, onlara değer katmak ve hayatlarına ışık olabilmek.
Her gün şükrederim ve Tanrı’dan bana daha çok insana iyilik yapmak için güç ve azim vermesini dilerim.
İyi ve örnek insan olmak, kendin olabilmek ve kalabilmek; bir insan için bu yüzyılın en önemli hedefi ve amacı bu olduğunu düşünüyorum.
Mutlu olmayı dışarıda değil, kendinizde arayın ...Hayallerinize ise ancak net bir amacınız olduğunda ulaşabilirsiniz.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Comments powered by CComment