İnsanın sadece yaşadığı yeri bilmesi yeterli değildir;insan geçmişini ( tarihini), toplumun ortak değerlerini ve yaşadığı yerin kültürünü, gelenek ve göreneklerini bilmek zorundadir.
50 yaşina kadar açıkçası ben de yaşadiğim ülkemi tanimak için bir heyecan duymadim, bir gayret göstermedim. Yaşadığım şehir ve birkaç büyük il dişinda diğer illeri bilmiyordum.
Bu ilgisizliğimin sebebi ne olabilirdi?
Doğu illerimiz konusunda önyargım vardi; ülkemizin tarih ve zenginliğinin doğuda olduğunu ancak görünce farkına vardım.
Doğudaki insanların toplumumuzda itibar gören birçok değerlerini yitirmediğine bizzat tanik oldum. Bu değerler neydi; alçakgönüllük, yardimseverlik, konukseverlik, gülümseme, nezaket, saflık, sevgi ve saygı.
Kars’a yapmış olduğumuz seyahatte, kaldiğimiz otelde Kafkas dansı gösterilerini izlerken dans eden kiz ve erkeklerin enerjisi be çoşkusu beni etkiledi. Cesaret, gurur, zerafet, doğallık ve savaşçı ruhunu hissettim. Başka akşam aşıklar atışmasına tanık oldum. Tek kelime ile muhteşemdi. Atışma kafiyerindeki saflık ve sevgi vardı. Çok eğlendik ve güldük.
Toplumumuzdaki farklı etnik, din ve kültürlerinin bir zenginlik olduğunu düşünüyorum, yeter ki bu farklılıklar yeni nesillere doğru aktarılsın. Bu öğretinin de en doğru yolunun ülkemizin her yerini bizzat görmekten geçtiğini düşünüyorum.
Kars, Mardin gibi illerimizdeki farklı kültür mirası ve farklı din, ırk ve kültürden gelmiş insanların birarada yaşaması o toprakların bir şansı ve zenginliğidir. Ayrıca, bu topraklardaki zengin kültürün korumasını ülkemizin dünya toplumlarına karşı bir sorumluluğu olarak görüyorum.
Daha çok seyahat ederek , araştırarak ve tarih okuyarak ülkemizin her yerindeki insanları ve yaşamları daha iyi taniyarak, anlayarak ve en önemlisi birbirimize saygı ve sevgi göstererek daha mutlu, kendisi ile daha barışık bir toplum yaratabileceğimizi düşünüyorum.
Ülkemin herbir yanı cennetdir, Türk insanı, şans ve imkan verildiğinde. akıllı, çalışkan ve azimlidir. Önce toplum olarak kendimize inanmamız lazimdir.
Son 6-7 yilda ülkemizin iç turizminin gelişmesi ile, ülkemizdeki birçok yeri ziyaret etme şansım oldu. İnanın bugün ister otellerimiz, ister çalişan personel ve hizmet, bir çok Avrupa ülkesinden daha başarılıdır. O nedenle bugün anne ve babalar, çocuklarini erken yaşlardan itibaren ülkemizin özellikle doğu illerine götürmelidirler. O bölgelerde kendi gözleri ile yaşamı ve insanları öğrenmeleri teşvik edilmelidir.
Ülkemde eksiklikler yok mu?
Tabii ki var.
Ben de ülkemin her konuda medeni ülkeler seviyesine gelmesini isterim.
Bireysel anlamda hepimize belli sorumluluklar düşüyor.
Türkiye’nin en iyi rehberlerinin son yıllarda özellkle doğu illerine yönelmeleri bu bölgeye ilgiyi artırmaktadır.
Ülkemizde İyi eğitim görmüş , dış ülkelere gitme imkanı olan, varklıklı insanlar kendi ülkelerini tercih etmezse doğu illerimizde turizmde gelişim nasil olacak? Bu iller nasıl kalkınacak ve gelişecek?
Bu sene gittiğim “Müslüm” ve “Şampiyon” filmlerinde de ülkem hakkinda ne kadar az şey bildiğimi farkettim. Türk filmileri konusunda önyargıya sahip olan ben, dün akşam Kars’da Bahane barda Türk müziği dinleme konusunda da bakış açimı değiştirdim.
Mardin, Urfa ve Kars, ülkeme, insanima, tarihimize bakış açımı genişletti. Sırada, Erzurum, Van , Rize ve İsparta var.
Ülkemi gerçekten seviyorsam, önce yaşadığım toprakları , kültürümü, geleneklerimi ve insanimi tanimam, anlamam, kabullenmem ve sevmem lazim. Ben, geç de olsa şimdi bunun bilincindeyim ve sizleri de bu konuda uyandırmak istedim.
Doğuda bir başka şey daha dikkatimi çekti ve beni çok duygulandırdı, Mustafa Kemal Atatürk’ün değerini ve ülkemiz için yaptıklarını çok iyi biliyorlar, verdikleri değere her yerde rastlıyorsunuz..
Ülkemin her karış toprağı güzel, insanı da, yeterki kiymetini bilelim.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Comments powered by CComment