Cennete gitmek için çoğu insan tüm yaşamını feda eder. Böyle bir yer var mıdır? Bilemeyiz.
Doğarız, yaşarız ve ölürüz. Nasıl doğmak bizim kontrolümüzde değilse, ölmek de insanın kaderindedir.
Yaşam, her insana verilmiş bir hak ve özgürlüktür. Yaşadığımız süreyi anlamlı hale getirmek bizim elimizdedir. Çoğunluk ise yaşamayı şansa, tesadüflere, kadere bağlar. Yaşamın sorumluluğunu almaz, şartları ve insanları suçlar.
Çok ünlü ve zengin birisinin çocuğu olarak gelip bir hiç olarak ölmek mi yoksa fakir veya ortahalli birisinin çocuğu olarak gelip başarılı, ünlü ve zengin olarak ölmek mi daha anlamlı bir yaşamı ifade eder?
Bir insan, iyi veya kötü olarak dünyaya gelmez, ( bazı istisnalar hariç) şartlar onu o hale getirir. Her insanda hem iyi hem kötü, hem tembel hem çalışkan özellikler vardır; hangisini daha çok beslersek o oluruz. Aile, eğitim, kültür ve çevre insanın davranış ve karakteri üzerinde etkili olur, diğer yandan kişi ne istediğini biliyorsa, azimli, kararlı ve inandığı hedefleri var ise, dış faktörlerin önemi azalır. Dehaları da diğer ortalama insandan ayıran budur. Kendi yollarını kendi çizerler. Çok ufak yaşlardan ne olmak istediklerini bilirler. Nasıl mı? Kendilerini bilirler, hayal kurarlar.
İnsanı yaşatan şey çalışkanlık, üretkenlik ve harekettir. Yapacak bir tek şeyin varsa, korkacak ve endişe edecek zamanın kalmaz.
İnsan sevilmek, sayılmak, takdir edilmek ve özgür bırakılmak ister. Bu şartlar sağlandığı zaman insan hayatta güvenle ilerleyebilir, gereken çabayı kendiliğinden gösterir. Buna kısaca özgüven de diyebiliriz.
Bugün gençler daha özgür, iyimser, özgüvenli ve umutlu. Konuştuğum bir çok genç gelecekten korkmadıklarını söylüyor. Neden mi? Kendilerine güveniyorlar ! Korkmuyorlar.
Vodafone, içinde Türkiye'nin de bulunduğu 17 ülkede 13.000 kişiye gelecek hakkında sorular sormuş. Hepsinde " gelecek bugünden daha iyi olacak " yanıtlar ağırlık kazanmış. Yaş ilerledikçe geleceğin daha iyi olacağına ilişkin beklentiler düşüş göstermiş, ama yine de olumsuz bakanların üzerinde kalmış.
18-24 yaş grubunda yüzde 62'si teknoloji ile beraber geleceğin çok daha iyi olacağını belirtmiş.
Eskişehir'de vermiş olduğum bir seminerden sonra 19 yaşında iki kız öğrenci ile sohbetimde sonuç benzeri çıktı. Gelecek ile en ufak bir endişeleri yoktu.
Ya ilişkiler ?
Her ikiside erkeklerden ( çapkınlığından) şikayet ediyordu. Sağlıklı ilişki kuramamaktan şikayet ettiler.
Bugün gençlerde en önemli sorun gelecek konusunda endişeden çok , sağlıklı ilişki kuramamak olması şaşırtıcı değil.
Teknoloji sayesinde gençleri heyecan verici bir gelecek bekliyor. Diğer yandan insan ilişkileri derinliğini, kalitesini ve samimiyetini kaybediyor. Sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak, teknoloji kadar, kişisel gelişime de yatırım yapmalıyız.Sevgi dolu çocuklar yetiştirmeliyiz. Sosyal medyada kurulan ilişkiler hem suni, hem de insanları mutsuz ediyor. Yeni nesilin öğrenmesi gereken, gerçek ilişkilerdir.
Kendini tanıyan, seven ve dünyaya sevgisini verecek nesiller yetiştirmeliyiz. Dünyayı teknoloji değil, sevgi yaşanabilir bir yer yapacaktır.
Yapay zeka, bunu bizim için yapmayacaktır. İnsanı insan yapan beyninden çok, kalbidir..
Oscarlı yıldız Morgan Freeman " Yapay zeka bizden daha akıllı çünkü duyguları yok." demiş.
İnsanoğlu artık karar vermelidir:
" Akıl mı? Kalp mi?"
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Comments powered by CComment