Dün sevgili dostum Hakan Okay ile telefonda konuştuk. Pazar yazılarıma neden ara verdiğimi sordu ve düzenli yazmam gerektiğini tavsiye etti. Kendisi çok haklı. Yazı yazmak oldukça güç bir şey, ilham gelirse yazarsın, gelmezse yazması çok güçtür. Hakan Okay, pazarlama , iş dünyası konusunda , hatta diğer bir çok konuda her pazar düzenli ve disiplinli olarak yazar. Takip etmenizi tavsiye ederim. Kendisine yeni kitabımı bir türlü bitiremediğim için ara verdiğimi söyledim. Ancak, gerçek biraz farklı idi. Nedenlerini yazımın içinde paylaşacağım.

Yazı yazmaya sevgili dostum Aykut Altındağ sayesinde Maxihaber’de köşe yazarı olarak başladım, sonra kendi bloğumu açtım, www.tanerozdes.com.tr ve kitap yazmaya da bana her zaman ilham vermiş olan Vedat Akman’ın dürtmesi sayesinde başladım. Okul çağlarında detayı sevmediğim için Türkçe gramere de hiç dikkat etmezdim, ancak sınıfta en ilham veren fikir ve yazılar benim kalemimden çıkardı. Her zaman fikir adamı olmak bana mutluluk vermiştir. İş başlatmayı ve bitirmeyi severim, detaylardan da hep kaçmışımdır. Hızımı kestiğini düşünür, her şeyi delege etmeyi severim.

Yazı üç şekilde yazılır; başkalarının kitaplarını okuyarak, başkalarından alıntı alarak veya benim gibi kalpten yazarsınız. Ben yazar değilim, olmayı da hiç düşünmedim. Ben hayatı sonuna kadar yaşamasını, deneyimlemesini seven, evrenin gücüne ve adaletine inanan birisiyim . İnsanlara ilham vermeye, insanları harekete geçirmeyi, insanları düşündürmeyi seviyorum. Hatta bu konuda bana doğarken bir misyon verildiğini düşünüyorum. Çünkü sürekli dürtülerim beni insanlar ile paylaşmaya , bilgimi ve tecrübemi cömertçe aktarmam konusunda zorluyor. O nedenle her pazar günü bu ilham bana gelmiyor.

Medicat kitap koordinatörü Salih Şahin ile sohbet ettiğimizde “ Taner bey, sizin kitabınızın yirminci baskıyı yapmasının sebebi kaleminizin kalbinizden çıkması” dedi.

Sevgili dostum Emre Öztuna bana iki yıl önce ilham oldu ve yüzme yarışlarında bir amaç için yüzmemi sağladı. Son bir kaç senedir düzenli olarak katıldığım Kıtalar-arası Yüzme yarışlarında her sene bir yardım derneği için yüzüyorum. Bu amaç benim her sene aynı motivasyon ile 3-4 ay boyunca 22 metrelik bir havuzda yüzlerce kilometre yüzme antrenmanı yapmama ilham veriyor.

Tabii ki benim de ilham aldığım bir çok kaynak var. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlar her türlü kaynak olabilir, önemli ilham kaynağım okuduğum yüzlerce kitap; zaman zaman bunları sizlerle de paylaşıyorum. İkincisi (bazen uykuda bile) sürekli dinlediğim müzikler. Müziklerde tercihim kadın vokalistler, jazz, klasik müzik, piyano, saksafon, flüt ve gitar gibi solo enstrümanlar veya triolar .. Onun dışında günün popüler parçalarından bazıları da bazen bana iham veriyor. Üçüncü ilham kaynağım, sokaklarda yürümek , metro ve metrobüslerde gün içinde insanların içinde olmak , parklardaki enerjinin de benim üzerimde olumlu etkisi oluyor. Ayrıca sosyal medyadan tanıştığım bir çok yeni kişi ile hafta sonu sohbet ederek bakış açımı genişletmeye , farklı insanların dünyalarını keşfetmeye çalışıyorum . Yeni insanlar ile tanışmak ve sohbet etmekten keyif alırım. Bu çok az insanda olan bir özelliktir! Son olarak, dünyada en sevdiğim şey, seyahat etmek. Seyahatlerden aldığım keyifi bana hiçbir şey veremez. Seyahat etmek benim için özgürlük demektir.

Kendimi her zaman çok şanslı bulmuşumdur; bunun da en önemli sebebi her zaman gençlere tavsiye ettiğim üç şeye sahip olmamdır: Doğru eş, doğru iş ve doğru arkadaşlar. Hayatta tek bir şeyi seçemeyiz, o da ailemizdir. Ailem benim için her zaman bir güç ve güven kaynağı olmuştur.

Peki , yaşam enerjimi nereden alıyorum ?

Kesinlikle spordan. Haftada 5-7 gün arasında farklı sporlar yapıyorum . Sporsuz bir hayat, benim için oksijensiz bir dünya demektir. Bu kadar sporu hayatımda en öncelikli hale getirmeme, eşim, iş ortağım, hatta bazen arkadaşlarım bile tepki verebiliyor.

Bu yazımı yazarken, Mediacat Kitapları Satışın 10 Altın Kuralı kitabımın 20. Baskısını , Ceres Yayınları da 50 Yaş Gözüyle kitabımın 3. Baskısını basıyor. Daha büyük mutluluk benim için yok. Bilgimi ve tecrübelerimi daha çok kişiye ulaştırma şansı elde edeceğim. Her iki yayınevine de bana inandıkları için binlerce teşekkür ederim.

Son 20 senedir yazıyorum, konuşuyorum, paylaşıyorum. Bu paylaşımlardan dolayı beni eleştirenler, fikirlerime katılmayanlar oluyor veya neden seyahatlerimi de paylaştığımı anlamayanlar bile oluyor. Tüm takipçilerime sonsuz saygı ve sevgim var. Hepiniz iyi ki varsınız . Facebook, Instagram, Twitter da bana ait 5 tane sosyal medya sayfam var; Taner Özdeş Akademi, 50 yaş gözüyle, Satışın 10 Altın Kuralı . Buradaki paylaşımlarda benim özel hayatım hakkında çok nadir paylaşım bulursunuz. Makalelerim, sosyal sorumluluk projelerim zaman zaman olabilir. O nedenle özel sayfamdaki paylaşımları beğenmiyorsanız, diğer sayfalarımı takip edebilirsiniz.

İyi ki beni sürekli dürten içimde bir ses var. O sayede bu haftaki yazımı da yazdım. Sevgili Hakan, senin de beni dün dürtmen çok iyi oldu. Biraz silkindim. Teşekkürler..

Paulo Coelho’nun şu sözlerine çok katılıyorum : “Herkes kendi destanını yazmalıdır, nokta. Başkalarının sizi desteklemesinin ya da eleştirmesinin, yok saymasının ya da hoş görmesinin hiçbir önemi yok, çünkü bunu, bu sizin dünyadaki kaderiniz ve en büyük mutluluk kaynağı olduğu için yaparsınız.”

Yazımı Mirza TAZEGÜL'ün şu harika sözü ile bitirmek istiyorum. : “Yoksulluk dünyada var olan bir şey değil, paylaşımı reddettiğimiz için türemiş bir şeydir.” Kendisi ile tanışma imkanım olmadı, ancak bir çok ortak noktamız olduğunu bugün keşfettim. Kendisiyle en kısa zamanda tanışacağım.

Bitmeyen bir öğrenme merakı, ilham alma, yenilenen enerjim ve insanlar ile öğrendiklerimi paylaşma isteği .. İşte ben buyum . Bu insanı da seviyorum.

Haftaya yeni bir sürprizim var; sevgili Menekşe Polatcan Şerbest ile gerçekleştirdiğimiz bir çok değerli yazarın katkıları ile hazırlanan, sevgili Hakan Okay birlikte ön ve son sözünü yazdığımız “ Müşteri İtirazları sizi durdurmasın” kitabımızın lansmanı var. 3 Ekim saat 18.30 yeni kitabımızın Habita’da lansmanını yapacağız. Ufak bir konuşma da yapacağım. Hepinizi bekleriz.

Sevgiyle kalın,
Taner Özdeş
Geri