Bu akşam yanımdan ayrılmış iki elemanım geldi; yanıma yaklaştılar ve kısa sohbet ettikten sonra bana dönüp, “Taner bey, ne çok geziyorsunuz?”.
Ben de “Dün berberim de aynı şeyi söyledi.” dedim.
“Taner Bey, biz de sizin gibi enerjik olmak istiyoruz.” dediler.
Tabii ki, haklılar ..
“Ancak, bu konuda bir bedel ödemeniz lazım.” dedim.
Örnek olarak, paranızı önce seyahate harcamak istiyorsanız kendinize şu soruları sormanız lazım :
Paranızı nereye harcıyorsunuz?
Pahalı markalara, arabalara, restoranlara, evinize veya birçok gereksiz lükse?

Para biriktirir misiniz?
En az 3 ay öncesinden seyahat rezervasyonlarınızı yaptırır mısınız ?
Kısaca paranızı nereye harcıyorsunuz ve harcamalarınızı yaparken ne kadar dikkatli davranıyorsunuz?

Ben paramı tek bir yere harcamayı tercih ederim.
“ Seyahatlere..”
Enerjik olmamın sırrı ? ;
Yaş : 54
Herşey de olduğu gibi, önce bedel ödemeniz lazım !

Formülü de şöyle :

• düzenli yaşam
• bol kitap okuma
• haftada en az 5 gün spor
• sigara yok
• alkol ( sosyal)
• uyku düzenli ve kesintisiz
• masaj , sauna/ buhar ve yoga/ meditasyon
• sağlıklı beslenme
• pozitif /olumlu düşünce
• bol kahkaha
• sürekli gülümseme
• insanlara her fırsatta iyilik yapmak
• insanları sevmek ve paylaşmak
• Yeni insanlarla tanışmak ve sohbet etmek
• kafaya hiçbir şeyi takmamak
• Mutlu evlilik - Harika bir eş ve çocuklar
• Harika anne ve babaya sahip olmak
• Halinden memnun olmak veya şikayet etmemek
• Düzenli vitamin kullanmak
• Her fırsatta şükretmek
• Kendini sürekli geliştirmek

“Tüm bunları yaparsanız ve genetik kodunuz iyi ise o zama sizde benim gibi mutlu ve enerjik olursunuz..” dedim.
En önemlisi ise hayat felsefem:

“Doğru eş, doğru arkadaş ve doğru iş.”
Bu yazıklarım hoşunuza gitti ise, tüm yaşam sırlarımı da tüm samimiyetim ile 50 Yaş gözüyle kitabımda paylaştım .. Kitabımın linki için tıklayınız :

Marifeti olan kişinin mazereti yoktur !

İkinci Metro hikayem ..

Bu akşam Metro ile eve dönerken, eski bir öğrencim ile karşılaştım.
Önce tanıyamadım; eski canlılığı, enerjisi kalmamıştı. Yaşı 31’di. Ancak, olduğundan yaşlı bir ifadesi vardı.
İşi ile ilgili sorular sordum.
Mutlu olmadığını, çünkü çok çalıştığını söyledi.
Kaç saat çalıştığını sordum.

"8.00 -18.00 arası " dedi
" Bu çok mu sence?"

" Evet" dedi.
" Akşam mesaisi var mı veya hafta sonu çalışıyor musun?"

" Hayır" dedi.

Gülümseyerek,

" Bu çok değil ki !" dedim.

" Ama, yoğun" dedi.
İstemeden yine koçluk yapmaya başlamıştım.

" Sen bu işi sevmiyorsun!" dedim

" Evet, beni istemediğim insan gibi davranmaya zorluyor." dedi
Kendisi ile detaylı konuştum. Risk almasını, hatta gerekirse bir süre para sıkıntısı çekmesini, ancak istediği işi bulmasını söyledim.
Sözün kısası, bir insan işinde mutsuz ise, ruhu yaşlanır. Yüzü solar; mutsuzluğu yüzüne vurur. Sıkça hasta olur. Çünkü mutsuz zihin bedeni hasta eder.
İşinde mutlu insan, yaratır, doğaldır, enerjiktir, mutludur. Yorulmaz. Etrafına enerji saçar.

Theodore Roosvelt şöyle demiş :
“ Hayatın bize sunduğu en iyi ödül, buna değecek işte çalışma şansıdır."
Kendisi spiritual çalışmalar yapmak istediğini söyledi.

Kendisine döndüm :

" Git, o işi bul. Risk al " dedim.
Yolu açık olsun..

Umarım bu güzel iki tesadüfi hikayeden kendinize dersler çıkarmışsınızdır.

Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Geri