İnsanları gözlemlemeyi severim. İnsanları tanımak için onları her ortamda izlemek gerekir.İnsanlarda en çok gözlemlediğim tutarsız davranışlarıdır; örnek verecek olursam, zaman konusunda çok az insan duyarlıdır. Zamanı yönetmek yerine, zaman onları yönetir. Günün en kıymetli saatlerini ziyan ederler. Ama kendilerine ne zaman faydalı alışkanlıklar yapıp yapmadıklarını sorduğunuzda alacağınız cevap hep aynıdır " yoğunum !"
Yoğunluk, zaman ile ilgili değildir.
Yoğunluk, zihinsel bir durumdur ; aklın karışık olmasıdır.
Zihni yoğun insan sağlıklı düşünemez, zamanı ve aktiviteleri planlayamaz. Bunun en önemli sebebi stres ve plan eksikliğidir.
Plan yapmak için de hedeflere ve isteğe ihtiyaç duyarız.
Bir insanın başarısında en önemli faktör, sabah kalktıktan sonra evden çıkana kadar veya işe varana kadar kendisine ne kadar zaman ayırdığıdır. Kendine değer veren insan, zamana değer verir veya tam tersi.
Amerika'da iş adamları sabah ortalama beşte kalkarlar. Benim ortalama sabah kalkış saatim altıdır.
Sabah aktivitelerim (ritüellerim) ;
15-20 dk kitap okuma
10- 20 dk kahvaltı (spor öncesi)
Haber programı takibi 10 dk
Hazırlanma 10-15 dk (genelde hazırlanırken TV seyrederim)
Spor merkezine ulaşım 15-20 dk
50 -60 dk spor
Toplam süre 120 dk ( 2 saat)
Yolda (işe gitmek için) geçen süre 20-30 dk
Toplam süre 2, 5 saat
Saat 9.00 da işte olurum .
Bu rutin haftada 3 veya 4 gündür. Akşam spor yaptığımda ise,
sabahları 6.30 -6.45 arasında kalkarım. Sabah kahvaltı ve okuma süremi uzatırım.
Sabah kalktıktan sonra Siz hangi aktiviteleri yaparsınız ?
Spor
Kitap okuma
Müzik dinleme
Meditasyon /Yoga
Kahvaltı
TV
Internet
Sosyal medya
Şimdi soruyorum:
Sabah kalktıktan sonra siz kendinize ne kadar zaman ayırırsınız ?
hangi aktitelere ne kadar zaman ayırırsınız?
Yoksa,
Yataktan acele ile kalkıp, kahvaltı yapmadan evden acele ile fırlar mısınız?
Ev ve iş arasında her gün trafikte ne kadar süre geçirirsiniz?
Herkesin benim kadar şanslı olmadığını biliyorum. Ancak, her insan durum ve şartlarına göre bir plan yapabilir. Örneğin, evinde spor yapabilir. Evde spor yapmak için çok yatırım yapmanıza da gerek yoktur, kendi vücut ağırlığınız ile de birçok hareket yapabilirsiniz.
Bu pazar yazımda sizlerle ülkemizde çok fazla bilinmeyen, meditasyon konusunda faydalı bilgiler paylaşmak istiyorum.
"Meditasyon nasıl yapılır?" adlı kitap yazmış ünlü Amerikalı psikolog Lawrence LeShan,’’Sürekli ağırlık kaldırıp indirmek saçma görünebilir ancak olayın özü kaldırılan ağırlık değildir, sonrasında gelen kendini sağlıklı ve iyi hissetme duygusudur’’ diyordu. Meditasyonda da olayın özü hiç kıpırdamadan oturup nefes alışımıza odaklanmak değildir, yeni bir gerçeklik algısı kazanmaktır.
Peki bu yeni algılama biçimi gerçekten önemli mi?
LeShan bunun son derece karmaşık bir konu olduğunu kabul ediyor. Bir yandan bu dünyada bildiğimiz gibi yaşayarak gayet verimli bir hayat sürebiliriz. Ama öte yandan Gandhi, Azize Teresa ya da Buddha gibi dünyanın saygısını kazanmış pek çok kişi gerçekliği farklı bir şekilde algılamaya çalışmış ve bu da onların, insanlığının kaderini değiştiren o dev adımları atmalarını sağlamıştır.
Fiziksel form tutma çalışmalarında nasıl iyi bir öğretmen her bir öğrencisi için ona uygun ,ayrı bir egzersiz programı verirse,meditasyonda da tek bir yöntem yoktur. Bu konuyla ilgilenen herkes kendi yöntemini bulmalıdır. Ancak iç huzuru bulmak için meditasyonu kullanan hemen hemen bütün dinlerde ve kültürlerde uygulanan belli temel adımlar vardır.İşte aşağıda size onları anlatacağım.
Her iki dakikada bir nefes alıp verişimizi saymak,dikkatimizi her zaman otomatik olarak yaptığımız bu işe vermemizi ve onu fark etmemizi sağlar;ve bu da bizi her gün yaşadığımız rutinin dışına çıkarır. Bu yöntem çok basit görünebilir ama böyle görünmesine aldanmayın, bu egzersizi yapmayı deneyen herkes hatırı sayılır bir çaba ve büyük bir sabır gerektirdiğini hemen fark edecektir. Ancak bu egzersizi yaptıkça (Bilinçli nefes alıp verme egzersizini her yerde yapabilirsiniz,akşam yatağınıza yattığınızda uyumadan hemen önce veya işe giderken bindiğiniz otobüste mesela) kendimizin bilmediğimiz bir parçasıyla bağlantı kurmaya başlarız ve daha iyi hissederiz.
Bir sonraki adım günde 10 yada 15 dakikanızı ayırıp sessiz sakin bir yerde kımıldamadan oturmaya çalışarak bu bilinçli nefes alıp verme işlemini bu şekilde tekrarlamaktır. Bunu yaparken ne kadar engel olmaya çalışsanız da zihninize düşünceler üşüşecektir. İşte o zaman Azize Teresa’nın zihnimizle ilgili söylediği şu sözü hatırlayın,’’Vahşi bir at bizim gitmesini istediğimiz yerden başka bir yere gider.’’
Zihni sakince susturmak. Sonunda ,zamanla (Şunu aklınızda tutmanızda yarar var,bu aşamaya gelmek için en azından 2-3 aylık bir çalışma gerekir) zihin kendiliğinden boşalacaktır ve meditasyon anında hayatımıza müthiş bir sükunet ve huzur getirecektir. Problemlerimiz ne kadar büyük ve yorucu, hayatımız ne kadar stresli olsa da günde meditasyon için ayıracağımız bu 15 dakika muazzam bir fark yaratacak ve hayatta karşı karşıya kaldığımız zorlukların üstesinden gelmemize genellikle biz farkına bile varmadan yardım edecektir.
Ünlü bir Zen hikayesinde, Lao Shi ustası Wang Tei’ye sorar:’’Tanrıya yakın olmak için ne yapmalıyım?’’
Wang Tei öğrencisine dağın tepesine tırmanırken kendisine eşlik etmesini söyler.Tepeye vardıklarında cebinden bir mum çıkarır ve öğrencisinden onu yakmasını ister. Lao Shi defalarca denese de bir türlü başaramaz.
‘’Burası çok rüzgarlı,yapamıyorum’’der.
‘’Buradan bir kilometre ötesi rüzgarlı değil’’der Wang Tei.
’’Ne faydası var ki? Rüzgarın olmadığı bir yerde mumu yakabilmek için oraya kadar yürümek zorundayım.’’
‘’İşte aynı burada olduğu gibi,zihnini eğitmen ve içinde Tanrı’nın ateşini yakabilmen için de daha sessiz bir yere yürümelisin’’diye cevap verir Wang Tei.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Geri
Comments powered by CComment