İnsanları herkes etkilemek ister. Her insan sevilmek, beğenilmek, övülmek, takdir edilmek, hatırlanmak ister. O zaman işin sırrı belli değil mi?
İnsanları etkilemenin sırrı, onlar ile öncelikle içtenlikle ilgilenmekten geçer. İnsanlarla ilişki kurmanın temeli doğru iletişim kurmak ve duygularımızı yönetmekten geçer.
İnsanlarla ilişki kurarken mantıklı yaratıklarla karşı karşıya olmadığımızı aklımızdan çıkarmayalım. Biz duygusal davranan, önyargıları olan, onuruna ve gururuna düşkün yaratıklarla iletişim kurmaya çalışıyoruz.
Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanlarından John Rockefeller “ İnsanların ilişki kurma yeteneği, şeker ya da kahve gibi satın alınabilir bir şeydir ve ben bu yeteneğe her şeyden daha fazla bedel öderim.” demişti.
Hepimiz egoistiz.
Hepimiz dünyadaki her şeyden çok kendimizle ilgiliyiz
Karşımıza çıkan her insan, kendisini önemli hissetmek ve bir değer olmak ister.
Tüm insanlarda başkaları tarafından onaylanma ve bu sayede kendi kendisini onaylanma arzusu vardır.
Kişisel gelişim ve satış üzerine vermiş olduğum eğitimlerde, en çok vurguladığım konular şunlardır:
İnsanlar ile ilk tanıştığınızda doğru ilk izlenim yaratın. İkinci bir şansınız olmayacaktır.
Güven yaratmak için öncelikle doğru iletişim kurmanız ve karşınızdaki kişiye uyum sağlamanız gerekir. Doğru iletişim, sözsüz iletişimi, yani beden dilini bilmekten geçer.
İnsanlar duygusal varlıklardır. Mantığınızla onları çözemezsiniz. Duygusal zeka konusunda kendinizi geliştirmediğiniz sürece sosyal ve iş yaşamınızda başarılı olamazsınız: Duygusal zeka, kendimizi ve duygularımızı tanımaktan geçer. Önyargılarınızı tanıyın ve onlarla ilgili duyguları kontrol altına alın.
NLP ve sözsüz iletişimi bilmeden insanlara uyum sağlayamaz ve ikna edemezsiniz.
Kendiniz ile rahat olmadığınız sürece, insanlarla etkili iletişim kuramazsınız.
Bunları tek tek anlatmak yerine size pratik bilgiler sunmak istiyorum.
Bir insan ile tanıştığınızda yapmanız gereken ilk şey gözlerine bakarak coşkulu bir şekilde gülümsemek ve içten bir şekilde tokalaşmaktır. İnsanlar ilk tanıştıkları insanlara şüphe ve önyargı ile bakarlar. Onları kazanmanın yolu pozitif ve önyargılarımızı kontrol altına alarak, onlara pozitif bir enerji vermektir.
Sonra ne yapacağız?
Onlara konuşmaları için fırsat vereceğiz
Sonra?
Dinleyeceğiz.
Konu ilgimizi çekmiyorsa?
O zaman merak ederek ilgimizi kaybetmeden dinleyeceğiz.
Dünyada karşımızdaki kişiyi içten dinlemek kadar etkili bir iletişim yoktur.
İkinci önemli konu karşımızdaki kişiye uyum sağlamaktır.
Nasıl?
Karşımızdaki kişiyi birebir aynalayarak;
Neyi?
Karşımızdaki kişinin beden dilini, ses tonunu ve hızını, jest ve mimiklerini, sözcüklerini ve nefesini birebir aynalayacağız. Kısaca, karşımızdaki kişiyi birebir taklit ederek onda güven duygusu yaratacağız.
Üçüncü önemli etkileme aracı karşımızdaki kişide istek uyandırmaktır. Sigmund Freud yaptığınız her işin iki güdüden kaynaklandığını söylüyor. Seks güdüsü ve büyük bir insan olma tutkusu. Lincoln, “herkes komplimandan hoşlanır” William James, “ İnsan doğasının temel unsuru beğenilme tutkusudur” diyordu. Bu tutku insanın içini kemiren bir açlıktır.
Facebook, Instagram ve benzeri sosyal medya araçları tamamen bu tutku güdüsünü ile dünyada kısa sürede milyarca insanı her gün zamanlarının büyük kısmını sosyal medyada geçirmelerine neden olmuştur. İnsanları övmek, kutlamak, takdir etmek o nedenle çok önemli sevilme ve beğenilme nedenidir. İlk önce karşımızdaki kişiye ilgi göstermeliyiz. Beni dinlersen, seni dinlerim. Beni anlarsan, seni anlamaya çalışırım. Beni hatırlarsan ben de seni hatırlarım.
Dördüncü ikna aracı; samimi ve dürüst olarak insanlar ile iletişim kurmamızdır. Biz rahat isek karşımızdaki kişide rahattır. Biz samimi isek karşımızdaki kişi de samimidir. Biz ne isek, karşımızdaki kişide aynı şekilde davranır. Karşımızdaki insanla aynı fikirde olmasak da, onların bakış açısıyla görmeyi öğrenmeliyiz .”Onun yerinde olsam ne düşünür, nasıl davranırdım?”
“Başarının sırrı kendinizi karşınızdaki insanın yerine koyabilme yeteneğine sahip olmak ve olaylara kendi bakış açınızın yanı sıra onun bakış açısıyla da bakabilmektir.” diyordu Henry Ford.
Beşinci kural, karşımızdaki kişide istek uyandırmaktır. William Winter, “ Kendini kanıtlamak, insan doğasının en temel gereksinmesidir.” Dale Carnegie ise şöyle söylüyor “ İlk önce karşınızdaki insanda istek uyandırın. Bunu yapan dünyanın desteğini alır. Yapmayan yalnız sürdürmek zorunda kalır.”
Altıncı kural, insanlar ile samimi bir şekilde ilgilenmek, insanları kazanmak onlara ilgi göstermekten geçer. Bilinen yanlış ise, ilginç olarak insanları etkileyeceğiniz sanmaktır. Romalı şair Syrus “ Başkaları bizimle ilgilendiği zaman biz de onlarla ilgileniyoruz” demişti.
Yedinci kural, kendiniz olun. İnsanlar özgün olan kişilere saygı gösterirler. Birçok insan olmadıkları bir insan gibi davranmak için çok gayret ederler ve sonunda da benliklerini kaybederler. Kim olduğunuzu ve neyi savunduğunuzu keşfedin. Kendiniz olmak karşınızdaki kişiyi etkilemek için en güçlü araçtır.
Sekizinci kural, kendimize inanmak ve güvenmektir. Dünyada en ilgi çeken kişiler, en fiziksel olarak güzel olan insanlar değildir. Dünyada en çekici insanlar kendilerine güvenen ve inanan ve kendileri ile barışık insanlardır. “Kimse kararsız, ne dediğinden ve ne istediğinden emin olmayan kişileri sevmez. “
Dokuzuncu kural, gülümseyin. Dünyanın en zengin sanayicilerinden Charles Swap bir gülüşünün bir milyon değerinde olduğunu söylemişti. Bazen bir gülümseyiş, “ Seni seviyorum. Beni mutlu ettin. Seni gördüğüme sevindim diyebilir.” Köpeklerin de sevilmesinin sebebi bu. Bizleri görünce o kadar seviniyorlar ki üzerimize atlıyorlar. Tabii doğal olarak biz de onları gördüğümüzde mutlu oluyoruz.
Onuncu kural, insanlara içten yardım etmek ve paylaşmaktır. Hayatım boyunca annemden öğrendiğim en değerli bilgi “ Vermenin, hayatın sırrı olduğudur.” Hayatta verdiğim sürece, bana daha çok geleceğine inanmış bir insanım. Ve bugün hayattan doya doya keyif alıyorsam bunun nedeni verme ve paylaşma konusundaki isteğim ve inancımdır.
On birinci kural, iyi bir dinleyici olmaktır. “Pek az insan ilgiye karşı koyabilir.” Karşınızdaki insana değerli olduğunu hissettirmenin en kısa yolu, onu içten bir şekilde dinlemektir. Birçok insan, iyi bir dinleyici olduğumuzda ve onları konuşmaya teşvik ettiğimiz de, bizim iyi bir konuşmacı olduğumuzu çevrelerine anlatırlar. İyi bir dinleyici; sadece kulakları ile değil gözleriyle de dinler. Büyük bir arzuyla, dikkatle söylediğiniz her kelimeyi dinleyen kişidir. Bugün satışta dünyada bir numaralı yetenek ne diye bana sorarsanız cevabım, etkili dinlemek olurdu. İyi bir dinleyici, her zaman iyi bir konuşmacıdan fazla para kazanır.
Dünyada başarılı olmanın sırrı, insanlarla ilişki ve etkileme yeteneğinize bağlıdır. Yukarıda paylaştığım prensipler sadece bunlardan bazılarıdır. Kendinizi sürekli geliştirerek iletişim ve ilişki konusunda usta olabilirsiniz.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Önemli Duyuru:
1 Mayıs’tan itibaren başlatılan yeni elektronik yasasına göre bundan sonra benden bu tür bültenler almak için izin vermeniz gerekiyor. Göndermiş olduğum bültenleri almaya devam etmek istemiyorsanız, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. adresime “istemiyorum” maili atmanız yeterlidir.
Beni ayrıca, sosyal medyada www.facebook.com/tanerozdes , www.twitter.com/tanerozdes ve www.instagram.com/tanerozdes linklerinde anlık takip edebilirsiniz.
Comments powered by CComment