2015 Yılı Hoşgeldin!

2014 yılı nasıl geçti anlayamadım. 50 yaşından sonra hayat daha mı hızlanıyor, yoksa bizim zamana bakışımız mı değişiyor bilmiyorum.

Sosyal medya ve iphone’nun hayatımıza girmesi ile hayat tarzımızı değiştirdi. İnsanların mutluluklarını paylaşmaktan aldıkları haz, sosyal medyanın özellikle ülkemizde patlamasına sebep oldu. Türk insanı duygusaldır, gösterişi sever, çevresine hava atmayı sever, kendisini sürekli başkaları ile mukayese ederek, başarılı olup olmadığını belirler.

Yüksek tempo ile yaşam, yüzeysel yaşam, düşünmeden ve sorgulamadan yaşam. İnsan bu hızlı tempoda yaşarken, geçmişe göre daha mı mutlu mu? . Yoksa mutluluğun tanımı mı değişti? Baş başa kalmak, baş başa yemek yemek, baş başa sohbet etmek hiç bir ortamda çok mümkün olmuyor. Sürekli cep telefonuna bakma dürtüsü, anı yaşamayı imkansız hale getiriyor. Bu da andan aldığımız keyfi gölgeliyor. Steve Jobs, cep telefonu için insanın bir parçası olacak demişti . Bu tanım en azından benim için doğru. Cep telefonu olmadan yaşamamız mümkün mü? Cep telefonu bir yerde bizi dünyaya bağlıyor. Daha çok, daha az kaliteli ve yüzeysel iletişim kuruyoruz. Sosyal medyayı ne kadar bilinçli kullanıyoruz?

Tüketim artıyor, yaşam evlerden sokaklara, oturma odalarından kafelere akıyor. Evler ufalırken, evlilik gözden düşüyor. Çocuk istemek çoğu yeni çift için ciddi bir sorumluluk, hatta risk içeriyor. Hayat şartları zorlaşırken, işsizlik veya istediğimiz işi bulamamak çağımızın en önemli sorunu. O zaman yarını düşünmeden yaşamak daha mı mantıklı? İnsanın ölüm yaşı artarken, elli yaş üzerinde çalışmak gün geçtikçe zorlaşıyor. O zaman bir insan 50 yaşının üzerinde nasıl yüksek standartta yaşayacak geliri elde edecek? Tasarruf etmeden yaşamak, geleceği düşünmeden tüketmek ileri yaşlar için ciddi bir risk. Bunu bilerek mi yaşıyoruz?

Şu söz çok anlamlı:

“İnsan bu dünyada yalnız zevk, sefa için değil imtihan için yaratılmıştır. “

Çalışmak, çaba, sadakat, bedel ödemek, fedakarlık, dürüstlük, ahlak, vicdan bu sözcükler günümüzde ne ifade ediyor?

İnsanoğlu, sevgiye daha çok sahip çıkması gerekirken, güç, kabalık, saygısızlık, görgüsüzlük, daha matahmış gibi medya tarafından pompalanıyor. İyi, kibar, nazik, hoşgörülü insan olmak saflık, güçsüzlük, zayıflık, hatta aptallık olarak algılanıyor. İnsanın çevresinden etkilenmemesi düşünülemez. O zaman çevremiz bize iyi örnekler çıkarıyor mu? Kimi kendinize örnek alıyorsunuz?

Dünyada din, renk, milliyetçilik,ırkçılık tekrar gündeme gelirken, yüz yıllık mücadeleler sonrasında insanın tekrar çağ dışı insan olmasının nedenleri araştırılmalı. Kadına uygulanan şiddet, tecavüz, saldırı, dayak, dövme, intiharların artması nasıl açıklanmalı? Bu çağın bedelini mi ödüyoruz?

İnsanoğlu, temelde çok ve yüksek tempoya çalışmaya programlanmamıştır. Tüm diğer canlılarda olduğu gibi , insanoğlu da dinlenmeye, uyumaya , hatta bazen hiçbir şey yapmadan enerji toplamaya ihtiyaç duyar. Günümüzde bütün bunlar bir lüks. Nedeni daha çok tüketmek, daha çok sosyal olmak için verilen bir mücadele. Zenginlik çok şeye mi sahip olmak yoksa az ile mi yetinmek. Sizce hangisi?

Risk almak, girişimcilik, cesaret, yaratıcılık bunlar yükselen değerler.

Friedrich Schiller şöyle söylemiş “ Hiçbir şeye cesaret edemeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin.”

2015 yılı başlamadan siyaset, ekonomi vb konularda birçok negatif senaryolar üretiliyor. Bir insan neden negatif düşünür? Kendisi dışında herkesi suçlar. Yoksa nedeni sorumluluktan ve başarısızlıktan mı kaçmak? Özelikle bölgemizde kaoslar, ekonomik krizler, din, ırk ve mezhep kaynaklı şiddet ve savaşlar yıllardır sürüyor. Eğitimsiz nüfus artıyor. Din algısı değişiyor.

İnsan insandır. İnsanların farklı kategorilere ayrılmasının kime faydası var? Bundan en çok kimler kazanç sağlıyor? İnsan ne düşünüyorsa odur. O zaman bütün bu sorunların kaynağında insanların düşüncesi, inançları ve değerleri yatıyor! .

Bir insan kötü insan olarak doğar mı? Bir insana en çok kim zarar verebilir? İnsanın sevgi açlığının arkasındaki temel sebepler nelerdir? Bir insan neden özgüvenli olamaz veya kendini değersiz hisseder? Tüm bunların arkasında anne ve baba olduğunu düşünürseniz, evlilik ve çocuk yapmanın bir toplum için ne kadar büyük bir sorumluluk taşıdığını anlarsınız. Bir insanın duygusal gelişimi 6 yaşına kadar oluşuyorsa, ileriki yıllarda yaşayacağı birçok sorunun arkasında anne ve baba eğitimi ve sevgisi yatmaktadır.

Sevilmek, beğenilmek, takdir edilmek, okşanmak her insanın ihtiyacı olan temel ihtiyaçlardır. Ya egomuz? Ego neden bu kadar ülkemizde sorun oluyor? Egomuz yüzünden hepimizin başına neler gelmiyor ki. Ya duygularımız? Öfke neden bu kadar kontrol edilemez bir duygu?

Birbirimizi sevmek için ne kadar çaba sarf ediyoruz; birbirimizi anlamak için ne kadar birbirimizi dinliyoruz? Sosyal medyada en çok ne ön planda? Sonuçta 2014’de 2013‘e göre daha mı mutluyuz?

İnsanın başarısı ancak mevcut durumunu değerlendirmek suretiyle oluşur. Kendimizi sürekli değerlendirmezsek, hatalarımızdan dersler çıkarmazsak, kendimizi geliştirmek için kendimize yatırım yapmazsak, bırakın aynı noktada kalmaya, geriye düşeriz.

Teknoloji her yıl daha çok hayatımıza girecek, sosyal medya hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek, bunlar bizim kontrol edemeyeceğimiz faktörler. Önemli olan siz kendiniz için ne yapacaksınız?

Zihnimize, ruhumuza, bedenimize ve duygularımıza hangi yatırımlar yaparak daha mutlu, daha sağlıklı, daha huzurlu, daha enerjik, daha sevgi dolu ve daha başarılı bir kişi olacağız?

2015 için hedefleriniz neler?

Bireysel, kariyer, aileniz için hedefleriniz neler? Neler planlıyorsunuz? Neyi daha çok yapmak, neyi daha az yapmak, neyi bırakmak istiyorsunuz?

Kendinizi hangi konuda geliştirmek istiyorsunuz?

Kimlerle tanışmak istiyorsunuz?

Dünyanın hangi ülkelerine seyahat etmeyi planlıyorsunuz?

Tarih, sanat, felsefe, yabancı dil konusunda planlarız neler?

Hangi yeni hobileri öğrenmek istiyorsunuz?

İş –yaşam dengeniz konusunda bir karar verdiniz mi?

Kendi açımdan; 2014 de yaptığım en iyi iş, CERES yayınları ile “50 Yaş gözüyle” kitabımı yazmak oldu. Satışın 10 Altın Kuralı, 16. Baskısını yaptı. Devamı 2015 başında çıkacak. Hayallerim ve projelerim devam ediyor.

Sosyal medya bilgimi, tecrübemi paylaşmam için harika bir fırsat oldu. Bu sene Instagram’da da sayfa açtım. Kısa zamanda 1.400 takipçiye çıktım. Google+ , Facebook, Twitter, Foursquare, Linkedin hepsinde beni takip edebilirsiniz. Web sayfalarım www.tanerozdes.com ve www.tanerozdes.com.tr Zeytin sponsorluğunda yenileniyor. Sosyal medya danışmalarım ReputeUS ve Ajans Dijital Kalem’ e bu vesile ile teşekkür ederim.

Haftada 6 gün yaptığım sporda bir değişiklik yok. Türkiye’de 50 küsur yaşında spora bu kadar zaman ayırmanın/ayırabilmenin sıra dışı olduğunu biliyorum. Ama spor beni besliyor. Bu sene Cosmomia kurucularından Okan Kurşun sayesinde Kozmik enerji seanslarına, sevgili Urban Health Pilates ekibi sayesinde Pilates ile bilinçli spor yapmayı öğrendim, duruşum bile değişti, Ayşe Doğan sayesinde nefes terapisi ile tanıştım. 2014 yılında Tibet ve Nepal seyahatim hayata bakışımı değiştirdi . En kısa zamanda bu seyahatimi www.tanerozdes.com bloğumda paylaşacağım..

Yazımın sonuna geldik.

2014’deki bu son yazıma, Charlie Chaplin’in şu harika sözü ile veda etmek isterim:

"Amacınız zarar vermekse, güce ihtiyacınız vardır. Diğer her şey için sadece sevgi yeterlidir."

2015’in hepimize mutluluk, sağlık, sevgi, hoşgörü, başarı, huzur, bereket getirmesi dileklerimle, tüm takipçilerimin yeni yılını en içten şekilde kutlarım.

İyi ki hayatımda varsınız,

 

Sevgilerimle

Taner Özdeş

Comments powered by CComment

Bize Ulaşın

Halim Meriç İş Merkezi Cemal Sururi Cd. No:25/18 Şişli İstanbul

E-Bülten

E-posta adresinizi girin, size daha fazla bilgi gönderelim...

Ara