The Housecafe Ortağı “Canan Özdemir” – Özel Bir İş Kadını!

Çoğu insan tempomu hayretle izler ve” sen hiç dinlenmezmisin, çabuk yaşlanacaksın “deyip durur. Bu sözler bana son 10 senedir söyleniyor. Tempom çok yoğun, az uyuyorum, dinlenmiyorum, ama “istediğim gibi yaşıyorum - içimden geldiği gibi “
İnsanın istediği gibi yaşaması bir şans. Para faktörü ? Bence değil. Nedir bunun sırrı?. Doğru insanlarla zaman geçirmek, pozitif olmak, bol bol gülmek, çalışmak ve kendine zaman ayırmak ( spor, iyi beslenmek, kitap okumak, başkalarının deneyimlerinden yararlanmak, başkalarına yardım etmek) ; en önemlisi kendini sürekli farkına vararak gelişmek .
İşim gereği sürekli yeni insanlar ile tanışıyorum, yeni insanlardan bir şeyler öğreniyorum, paylaşıyorum, gözlemliyorum.. Sınırlarımın dışına çıkarak yeni şeyler keşfediyorum. Bunun için yaptığım en önemli iki şey : “ Seyahat etmek “ ve “ Hayran olduğum kişiler ile röportaj yapmak veya sohbet etmek” .
En hayran olduğum 2 marka “ Hillside“ ve “ The Housecafe”. Hillside ekibinde Edip İlkbahar ve Hayal Davran; Housecafe’de de Canan Özdemir ile sürekli iletişim halimdeyim. Çok sık görüşmesek de ben onları takip ediyorum. Hillside Gurubu’nda eğitimci olarak çalıştığım ve zamanınım büyük kısmını burada geçirdiğim için, onları oldukça yakınen biliyorum. Housecafe ise sürekli gittiğim, ilham aldığım bir yer. Her kurumunda arkasinda özveri ile çalışan ekipler var. Sürekli kendilerini yenileyen, detaylara aşırı önem veren, müşteri memnuniyetine hassasiyet gösteren (sürekli kurum içi anket düzenleyerek daha iyi hedefleyen) , trendleri takip eden 2 mükemmel marka, benim için..
Canan Özdemir ile bundan 4 sene önce Abant’da Bilkent Üniversitesinin (MEB ) konferansında tanışma imkanım oldu. Housecafe hikayesini anlatıyorlardı. O zamanlar House Apart veya Houseotel yoktu.. Kendisi ile hemen bir söyleşi yapmıştım. Okumayanlar için (http://www.tanerozdes.com/2-Basarili-Is-Kadini-ile-tanismam-birinci-hikayem_a78.aspx)
O zamanlar, The Housecafe Ankara, Antalya, Kanyon, Beyoğlu, İstinye yoktu. Daha sonra“alternatif konaklama konsepti” ile ortaya çıkan House Apart konsepti bugün 35 tane daireye ulaşmış. The House Cafe şube sayısı 12 . The House Hotel Nişantaşı, Galatasaray’da açılmış ve sırada Ortaköy. Cirosu 500.000 den 25 milyon TL’ye ulaşmış . Canan Özdemir başarılarının sırrını şöyle açıklıyor : “The House Cafe’de en önemli amacımız; yapılanmamızın temelindeki ruhu, yani o ilk havayı kaybetmemek, bizi biz yapan tarzı, amatör ruhumuzu korumaktır. Kendimizi böyle ortaya koyuyor, markamızı bu şekilde geliştirip yaygınlaştırıyoruz.”
Türkiye’de Doors grubu ve The Housecafe, yabancı sermaye tarafından da keşfedilmiş guruplardır. Yiyecek ve içecek işinde yabancı fonların ilgisini çekebilmek gerçekten zordur. Vizyon, duruş, dokunuş, inanç, zevk, detaylar, trendy olmak hep ileri giden olabilmek; bu herkesin yapabileceği bir iş değildir.
Bir süre the Housecafe’de gizli müşteri olarak çalışmıştım. Detaylar ve süreçler beni çok etkilemişti. Hizmet sektörünün ülkemizde gelişimi son 10 yılda olmuştur. Bugün mükemmel mekanlar yapılır, ama servisin binadan daha önemli olduğu çoğu zaman bilinmez veya görülmez. Bugün Antalya’daki herşey dahil otellerde konakladığınız zaman kötü hizmeti gözlemleyebilirsiniz !
Canan Hanım ile bu akşam Nişantaşı’nda Prada mağazasının içinden geçilerek girilen Houseotel lobisinde buluştuk. Beni görünce yerinden kalkdı. Birşeyler üzerinde çalışıyordu. Güleryüzlü, samimi, alçakgönüllü ve sakin bir kişiliğe sahip olmasına rağmen, iş konusunda mükemmelletçi olduğunu yemek yerken 2 saat boyunca fark ettim. Yerdeki kırıntılar, müşteri tarafından açık kalan camı fark etmesi, minderlerdeki iplik fazlalığı ve bir çok detaya sürekli takip etmesi nasıl bir iş kadını olduğunun en güzel göstergesi. Kendisini en güzel şu sözlerle tanımlıyor : "Şansa Değil Çalışmaya İnanıyorum"
Şöyle devam ediyor : “Bu ortaklık herkese kendi kişisel gelişimleri için de önemli şeyler kattı. Örneğin ben kendi açımdan daha sabırlı, daha dinleyebilen bir insan olmayı öğrendiğimi söyleyebilirim. Önceden daha tedirgin, panikleyen biriydim. Şimdi çok rahat bir insanım. Tabii ki bunlar işin, ortaklarımın verdiği özgüven ve başarımızla oluştu.”
The House Hotel Nişantaşı, 45 odalı, resepsiyon, lobby ve restoran ile, samimi modern bir ortama sahip.“ Butik Business otel “. Etrafta çoğunluk yabancı olması, otelin yurtdışında iyi pazarlandığının en güzel göstergesi. Çalışan elemanlar kibar, iyi eğitimli. Etrafta mükemmel bir koku. Sorduğumda bunun sandal kokusu olduğunu öğreniyorum. Nişantaşı’nda olmasına rağmen çift camları sayesinde halılarla kaplı bu sessiz ortamda tamamen huzuru hissediyorsunuz. Odaları birlikte gezdiğimizde hepsinin özenle döşendiğini, en ufak detaya bile önem verildiğini görüyorum. Konforlu , güzel döşenmiş odaları ile İstanbul’a gelen turist veya iş adamları için ideal bir otel. Odadaki askılıklar, duşlar, koltuklar, kuş tüyü yastıklar, aydınlatma sistemi, bar, hepsi zevk ile seçilmiş. Canan Hanım her bir detay ile şahsen ilgileniyor. Beraber yürürken her yeri kontrol ediyor, düzeltiyor, aksaklık görünce çağırıp hemen talimatlar veriyor. Otel yabancı sermayeli, profesyonel kadrosu olmasına rağmen Canan Hanım evi gibi herşey ile ilgileniyor.
Söz dolaşıp, The Housecafe’lere geliyor. Nedir sırrınız ? Bizim bir hikayemiz var, diyor. ”The House Café, 2002 yılında eski bir Nişantaşı dairesinin kafeye dönüştürülmesiyle ilk şubesini açtı. Nişantaşı’nda başlayan bu hikaye; bir çok müşteriyi aynı masayı paylaştırarak ilk sosyalleşmeye öncülük eden, farklı dekorasyonu ile - Özel üretim torna ayaklı büyük ahşap masa etrafında toplanan farklı tarzlardaki ikinci el sandalyeler ve yine ikinci el aydınlatmalar dekorasyonun en belirleyici unsurları olarak karşımıza çıkarken, menüsüne eklediği dev salataları, ana yemekleri ve pizzalarıyla bir kafe mutfağından çıkarak gurmeleri memnun eden bir restoran menüsüne sahip keyifli yemek ve sohbet mekanı . – daha detaylı bilgi için : (http://www.thehousecafe.com/web/3%2C3%2C1%2C1/house_cafe_tr/hakkimizda/hakkimizda/hakkimizda )
House Cafe’de her türlü yemeğin günlük, taze (kesinlikle dondurulmuş değil) olarak sunulduğu, sürekli yeni menü ve çeşitleriyle müşterileri memnun etmeye çalışan bir felsefe benimsiyorlar. Aynı özeni yanlarında çalışan elemanlara veriyorlar. Şirketde İnsan Kaynakları departmanı dışında Eğitim Müdürü de bulunuyor. Elemanlarına güvenen bir şirket. Housecafe stajyer çalıştırarak, Türkiye ekonomisine de katkıda bulunuyor. Oğlum Cem de bir yaz Housecafe Nişantaşı’nda staj yapmış ve elde ettği deneyim ona birçok şey katmıştı.
En son konseptleri The House Atelier'de Yemek kursu. Özel davet ve organizasyonlar düzenliyorlar. Sevgililer Günü’nde katıldığım Makarna kursu benim gibi hiç yemek yapmasını bilmeyen bir kişi için mükemmel, keyifli geçti. Hiç bu kadar keyif almamıştım.
Canan Hanım 9 sene sonra aynı heyecanla, sanki şirketi bugün kurmuş gibi bana Houseotel’deki tüm detayları anlatıyor. Her eşyaya uzun araştırmalar sonucunda karar verilmiş. Canan Hanım’ın inanılmaz bir gözlem yeteneği var, o yüzden ortaklar ona sormadan karar vermiyorlar.
Şimdi, Canan Özdemir’in benim açımdan çok önemli bir yönünden bahsedeceğim. Spor yapması. Sporu hiç ihmal etmiyor. Haftada 3 gün Plates yapıyor ve 2 gün koşuyor. O zaman insanın işini sevmesi insanı gençleştiriyor diyeceğim. Kişilik olarak “Ben çok pozitifim, ne olursa olsun hep olumlu düşünerek başlarım her şeye, bunun dışında şükrederim ve güçlü bir inanç sistemine sahibim“ diye kendisinden bahsediyor. Elemanlarına karşı her zaman nazik, ama gerektiğinde sert olabiliyor. O kadar sakin, gözleri ışıldayan, pozitif bir enerjisi var ki, etkilenmemek mümkün değil. Her spor yapan kişi gibi dinç, enerjik hareket ediyor. İnsanın çevresindeki kişilere enerji vermesi için kendisinin de öyle olması şart. Tek şikayet ettiği şey, kitap okumaya, seminerlere katılamaya zaman bulamaması. Yeni şubeler, oteller devam edecek gibi duruyor.
2 saat süre ile soluksuz kendisi ile sohbet ettik. En çok hoşuma giden sözü ”Bundan 4 sene önce benimle yapmış olduğunuz röportaj arama motorlarında halen en tepede. “Başarılı iş kadını” diye arama yapınca adının çıkıyor demesi çok hoşuma gitti. Ben de gözlem yapmayı çok severim. Sanırım etrafta çalışanlar “bir kişi yetmezmiş gibi bu adamda nereden çıktı “ demişlerdir. Etrafa bakarken, odaları gezerken mütemadiyen detayları konuşuyoruz. Benim için büyük keyif ..
Yemeğimiz bitmişti, 4 sene sonra, bu ikinci sohbetimizden büyük haz aldım. Housecafe 4 sene öncesine göre inanılmaz bir atak yapmıştı. Canan Hanım bu dönemde hem gençleşmiş, kendini daha da geliştirmiş , en önemlisi işinden aldığı zevk azalmamış tam tersi daha fazla heyecan duyduğunun fark ettim.
Başarılı bir iş kadını nasıl olunur ? Canan Özdemir, benim için mükemmel bir rol modeli: “İyi ve mütevazi bir insan, iyi bir patron ve trend setter, işine aşık, “
Yazımı Canan Özdemir’in kendi ağzından başarısının sırrını açıklayan sözleri ile bitirmek istiyorum:
“İnsanların hedefler koyup onları başarması harika! Ama bu yalnızca inançla olmuyor. Bazı insanlar yaşananları şansla açıklamaya eğilimlidirler ama ben olaylarda şanstan çok çalışmanın belirleyiciliğine inananlardanım. Şansı insan kendisi yaratır. Ben değişikliği çok seven bir insanım sürekli yenilikler peşinde koşarım. Örneğin kafede bahçede otururken bile ‘O çiçeği artık değiştirelim, bak oraların boyası çıkmış yine boyayalım, menümüze artık yeni şeyler katalım, insanlara artık yeni şeyler yapalım’ diye düşünürüm. Biz niye bu kadar başarılı olduk? Bu sorunu cevabı aslında çok basit bence… Çünkü müşterimize her gün yeni bir şey vermek peşindeyiz. Müşterimiz de bunu görüyor ve geliyor. Hayatınızda değişik bir şeyler yapmak istiyorsanız, değişik bir şeyler bekliyorsanız siz de öncelikle bunu yapmalısınız.”
Kendisine başarılarının devam etmesini diliyorum. Umarım heyecanımı sizlerle paylaşabilmişimdir. Yemek bitti, eve geldim. Hemen bilgisayarın başına geçtim. Bir solukta bu yazıyı yazdım. Umarım siz de bu yazıdan faydalanırsınız
Sevgilerimle,
Taner Özdeş

Comments powered by CComment

Bize Ulaşın

Halim Meriç İş Merkezi Cemal Sururi Cd. No:25/18 Şişli İstanbul

E-Bülten

E-posta adresinizi girin, size daha fazla bilgi gönderelim...

Ara