Gerek iş hayatında gerek özel hayatımızda, hatta kendimizle olan iletişimde mutluluk büyük ölçüde iyi ilişki kurabilme yeteneğine bağlıdır. Bu yazdıklarımı 20 sene önce bilseydim, iş hayatımda yapmış olduğum hataları yapmazdım. Günümüzde yapılan anketlerde işverenlerin elemanlarında en çok tercih ettikleri özelliklerin başında iyi ilişki kurmak geliyor. İyi ilişki kurmak, eğitim ve deneyimden önce geliyor.
Herkes farklıdır. Fiziken doğru, ama karakterler birbirine benzer. Bunları bilirsek, iletişim ustası olabiliriz. Ya benzemezse? İnsanları değiştiremeyeceğimize göre, o zaman insanlar ile uyum sağlamamız lazım. İnsanların inançlarını, değerlerini, bakış açılarını, eğitimlerini, çevrelerini, yaşadıkları toplumun kültürünü, çıkar ve menfaatlerini, önyargılarını düşünecek olursanız, iki insanın iletişim kurmasının ne kadar zor olduğunu anlarsınız. Ama bunu ustalıkla yaparsanız, istediğiniz sonuçları alırsınız. Şarık Tara röportajında şöyle diyor “ Çalışmak önemlidir, ama iş hayatında ilişki daha önemlidir.” İletişim olmadan doğru ilişki kuramazsınız. İlişki kurabilmeniz için insanlara doğru şekilde yaklaşmalı, kendinizi doğru ifade etmeli, empati içinde dinlemeli ve gerektiğinde karşınızdaki kişinin bakış açısını ustalıkla yöneterek ikna etmelisiniz.
Bu temelde öncelikle kendimizi tanımaktan, kendimizle barşık olmaktan, kendimizi sevmekten, kendimize güvenmekten geçer. İnsanlarla ilişki kurarken eksikliklerimizden rahatsız olmamamız, olumlu yanlarımızı bilmemiz ve karşımızdaki kişiyi tanımamız (duygu ve düşünce), anlamamız ve doğru şekilde kendimizi ifade etmemiz başarımızı belirler.
Bütün bunların sağlanması için vazgeçilmez olan iki kural ise dış çevreye açık ve toleranslı olmaktır.
İnsanlar arasındaki sürtüşmeler, genellikle kişiler arasındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. İnsanlar en çok karakter farklılıklarını bilmemekten dolayı iletişim problemleri yaşıyorlar.
İnsanları temelde iki kategoriye ayırmalıyız: enerji kaynakları ve karar verme mekanizmaları.
İnsanlar, dışadönük veya içedönük olarak doğarlar. Bu özellikler temelde değiştirelemez (ama kültürden kültüre farklılık gösterir), ama geliştirilebilir. İçe dönük kişiler enerjilerini iç dünyalarındaki duygu ve düşüncelerinden alırlar. Kararlarını genellikle kendi kişisel değerleri üzerinden alan bu kişiler, özellikle de diğerleri söz konusu olduğunda farklı seçenek ve olasılıkları değerlendirirler. Sessiz ve yaratıcı olurlar. Dışadönük kişiler enerjilerini dış dünyadaki eylemler ve konuşulanlardan alır .İnsanlar ile hızla iletişim kurarlar, eleştiriye açıktır. Arkadaşlık kurmaktan büyük keyif alan bu kişiler önceliği "şimdi"ye verirler. Hayatlarını esnek tutarlar ve o an içinde oluşabilecek her duruma o anda karşılık verirler. Hayattan zevk almaya bakarlar ve kolaylıkla yeni arkadaşlıklar kurabilirler.
İnsanlar ile hızlı mı ilişki kuruyorsunuz, yoksa seçici ve temkinli mi yaklaşıyorsunuz? İnsanlar kendilerini sizin yanınızda rahat mı hissediyorlar? Dostlukları çabuk mu kuruyorsunuz? İnsanlar ile iletişimde kendiniz hakkında konuşurken cömert misiniz yoksa bilgi vermek konusunda ketum musunuz? Duygularınızı rahatça dışa vurabiliyormusunuz, yoksa içinizde mi tutuyorsunuz? Konuşurken çok fazla jest ve mimik yapıyor musunuz? Bunların cevabı sizin içe mi, yoksa dışa mı dönük olduğunuzu açıklar.
İkinci konu kişinin kararlarını nasıl aldığı ; mantıksal (iş odaklı mı?) yoksa his (insan odaklı mı?) Kararlarınızı alırken daha çok hislerinize göre mi, yoksa mantığımıza göre mi karar veriyorsunuz? İçedönük ve dışadönük davranışlar arasında, bu iki kişilik özelliğini birbirinden ayıran en önemli özelliklerden biriyse kişinin önce düşünüp sonra mı davrandığı yoksa davranıp daha sonra mı düşündüğüdür.
Myers-Briggs Modeli'ne göre 16 farklı kişilik tip var, bu konuda daha detaylı bilgi almak isterseniz: http://www.tanerozdes.com/Farkli-Kisilik-Tipleri_a267.aspx linkinden bu bilgilere ulaşabilirsiniz.
Benim iki oğlum var; biri 18 diğeri 19 yaşında . Her ikisininde aynı şartlarda büyümelerine, aynı kültürü veren okullara gitmelerine, aynı çevrede büyümelerine rağmen, biri içedönük (mantıksal) diğeri ise dışadönük (duygusal). İkisinin de arkadaş seçimi, hayata bakış tarzı, insanlarla iletişim kurma şekilleri tamamen farklı veya zıt.
Yukarıda bahsettiğim enerji kaynakları ve karar verme mekanizmalarını içeren dört farklı insan karakteri bulunmaktadır; hiç biri diğerinden ne daha iyi, ne daha kötüdür; her birinin güçlü ve zayıf yönleri vardır. Önemli olan iletişim sürecinde bu farklılıkların farkında olmaktır. Bu dört karakter de bizde mevcuttur. Ama bunlardan birisi davranışlarımızı ve yaptığımız işi en çok etkileyen baskın karakterimizdir. Dört farklı karakterin özelliklerine diğer bir yazımda devam edeceğim.
Başarılı kişiler, başkalarını kendi karakterlerine uymaya zorlamak yerine, diğer karakterlerle uyum sağlarlar, bunu yaparken de yapılarındaki temel özellikleri değiştiremezler.
Kendini tanıma konusunda Johari Penceresi ile bilinen yöntem kendinizi tanımanıza yardımcı olacaktır. İnsanları nasıl etkiliyorsunuz? İş ve sosyal yaşamınızda kendinizi ne ölçüde koyuyorsunuz? İnsanlardan ne kadar geribildirim alıyorsunuz?
Johari penceresinde dört alan vardır :
1. Sizinle ilgili genel bilgiler ( AÇIK ALAN)
2. Size ait özel bilgiler ( GİZLİ ALAN)
3. Sizinle ilgili diğerlerince bilinenler ( KÖR ALAN)
4. Sizin hakkınızda diğerlerince ve sizce bilinmeyenler ( POTENSİYEL ALAN)
Açık alanı geniş olan kişiler dışa dönükken, gizli alanları geniş olan kişiler içe dönüktür. İçe dönük insanlarla iletişim kurmak, sohbet etmek zordur. Kör alanda, sizin kendinizle ilgili farkında olmadığınız, bilmediğiniz fakat karşınızdaki insanların bildiği, farkında olduğu tutum ve davranışlarınız yer alır. Kör alanı azaltmak için eleştiriye açık ve geribildirim almak konusunda istekli olmanız gerekir. Potensiyel alan, ne sizin, ne de karşınızdakilerin farkında olmadığı, bilinmeyen özelliklerinizdir. Potensiyel alanımızı ne kadar daraltırsak, potensiyelimizi o kadar kullanabiliriz.
Kişilerarası iletişimde başarılı olabilmemiz, açık olan bölümümüzün büyüklüğüyle mümkün olabilir. Bu da dışa dönük, esnek ve eleştiriye açık bir kişilikle mümkündür.
İletişimde başarının sırrı kendimiz ile barışık olmamızdan, kendimiz ile ilgili sorumluluk almamız ile başlar. “Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.”
Farklı kişilerle uyum sağlamak için bazen onları güçlendirerek, bazen düzenli, ciddi ve programlı davranarak, bazen yapılacak işlerin heyecanlı ve hareketli taraflarını ön plana çıkararak, bazen de onları huzura kavuşturacak önerileri bilmemiz gerekir.
Bu karakter özelliklerini bilirsek;
• İnsanları daha doğru anlar ve onlara kendimizi daha iyi ifade ederiz
• İkna gücümüz artar,
• Strese girmez, karşımızdaki kişileri strese sokmayız
• Liderlik becerilerimiz gelişir
• Daha mutlu ve huzurlu oluruz
• Daha nitelikli insan ve anne/baba oluruz
İnsan başkalarının karakterlerini tahlil etmeden, kendi karakter özelliklerini bilmek zorundadır.
Kendimizi tanımadan, kişiliğimizi geliştirmeden başkaları ile ilişki kurmayı öğrenemeyiz. İçimizdeki kaynakları fark edip en iyi şekilde kullanmayı bilirsek potensiyelimizin boşu boşuna ziyan olmasına izin vermemiş oluruz. Hayatı ve insanları olduğu gibi kabul etmek , başarı iletişim ve ilişki kurmanın altın kuralıdır.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Comments powered by CComment