6.5 yaşında dünya şekeri bir kız çocuğu, bakışları ile konuşuyor. Adı “Defne “ 12 yaşımdan beri tanıdığım sevgili arkadaşım ve dostum Emre Ertem’in biricik kızı. Kendisi ile ilk defa Venedik seyahatinde zaman geçirme fırsatım olmuştu. Ne istediğini bilen, anne ve babasının kendisine söz geçirmesine izin vermeyen, tam bir yeni jenerasyon çocuğu. Annesi Neşe Ertem, bir bankada üst düzey yönetici. Kariyer kadını. Defne’nin en büyük şansı iyi eğitim almış, kültürlü bir anne ve babaya sahip olmanın yanında, küçük yaşlardan beri nereye seyahat etseler, Defne’yi hep yanlarında götürmeleri. Defne’nin küçük yaşından itibaren dünyayı görmesine fırsat tanıdılar.
Yeni nesli daha iyi anlamak için Defne dışında, kız kardeşimin oğlu Kaan Gençsoy’a da aynı soruları yönelttim. Kaan, hırslı, zeki, duygusal ve iletişim becerileri oldukça başarılı bir çocuk. İnanılmaz yetenekleri var. Ne istediğini biliyor. Bazen bir büyük gibi konuşuyor. Mükemmel satranç oynuyor, beni neredeyse yenebilecek kadar marifetli.
Amacım iki farklı bakış açısı dışında, günümüzde kız ve erkek çocuklarının dünyayı, bizleri ve ailelerini nasıl keşfettiklerini anlamaya çalışmaktı. Kaan‘ın babası Ali Gençsoy, tenis konusunda çevremizde bilinen bir isim. Kız kardeşim de uzun yıllar Amerikan şirketi GAP’de çalıştı. Şimdi kendi işini kurdu. O da Neşe gibi kariyer kadını. Neşe ve Ayşe, çocuklar ile istedikleri kadar zaman geçiremiyorlar, ama çocuklarına her şeyi vermek için mücadele ediyorlar.
Kaan ve Defne’nin ortak yönleri ailelerinin iyi bir eğitim alması, kültürlü olması, sürekli seyahat ederken çocuklarını da yanlarında almaları, çocuklarının her türlü spor ve hobi geliştirme konusunda onlara destek olmaları. İki çocuk da sosyal bir kişiliğe sahip.
Kaan ve Defne’nin kardeşleri yok. O nedenle daha da sosyal olmak zorundalar. Arkadaş kavramı kardeş olmadığı zaman daha da önem kazanıyor. Kaan çok güzel tenis ve kayak kayarken, Defne piyano, bale, tenis ve birçok faaliyet içinde. Kaan, akıcı Rusça biliyor.
Niye mi bu bilgileri veriyorum . Kim olduklarını daha iyi anlayın diye.
Bugün çocuk yetiştirmek, her zamankinden daha zor. Çocuklar daha eğitimli, bilgili , Internet ve teknoloji çocukları. Özgüvenleri var, anne ve babalarına itaat etmek gibi bir zorunluluk görmüyorlar. Gerektiğinde cevap veriyorlar, her istenileni sorgulamadan yapmıyorlar, haklarını savunmasını biliyorlar, sosyaller. Bilgi konusunda Interneti bizlerden iyi kullanıyorlar. Televizyonda gündem ve haberleri bile yakından takip ediyorlar.
Nereden mi biliyorum. Benim de 18 ve 19 yaşında iki oğlum (sırasıyla Emre ve Cem) var. Onlardan çok şey öğreniyorum. Onlara kesinlikle baskı yapmıyorum (ama bazen söyleniyorum, dırdır yapıyorum !) .. Ama bu her şeyi yapmalarına izin veriyorum anlamına gelmiyor. En önemlisi eşim ve ben kimlerle arkadaşlık ettiklerini, nereye gittiklerini takip ediyoruz. Bazı konularda onları serbest bırakarak, gerçekleri kendilerinin deneyimlemelerine izin veriyoruz.
Ben ve çocuklarım farklıyız, Kaan ve Defne de , Emre ve Cem’den farklı. Bazı seyahetlerde iki oğlumun, Kaan ile başetmekte zorlandıklarını gözlemliyordum. Yani her jenerasyon birbirinden farklı, dünya algı ve gerçekleri farklı.
Benim her zaman önem verdiğim; kişinin özünü kaybetmemesi, kendisi kalabilmesi. kendine ne olursa olsun güvenmesi ve hayata sürekli gülümseyebilmesidir.
Anne ve baba olarak çocuklarımıza karşı bir numaralı görevimiz sorumluluk sahibi insanlar olmalarını, kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak ve kendilerine özgüven ve cesaret kazandıracak yeteneklerini fark etmelerine destek olmaktır. Bunun yanında herşeyin değerini ve kıymetini bilmelerini sağlamak, şımartmadan, kimseleri küçümsemeden insanlarla doğru ilişki ve iletişim kurmalarını öğretmek. İyi insan olmaları için gereken görgü, terbiye ve eğitimi vermektir.
Bu kadar yazı yeter. Şimdi Defne ve Kaan’a sorduğum soru ve cevaplarla sizi başbaşa bırakıyorum. İkisine de aynı soruları sordum. Yorum ve görüşlerinizi bekliyorum ..
1. Sevgili Defne / Kaan , kendini bize anlatirmisin .. Sen kimsin?
Defne : Ben Defne'yim. Ben Hisar'a gidiyorum. Birinci sınıftayım. En sevdiğim renk lila,şanslı numaram 2.
Kaan : Ben Kaan ,10 yaşımdayım, beşinci sınıfa gidiyorum
2. Oldukca hareketli bir çocuksun, neleri yapmayı seviyorsun..?
Defne : Film izlemeyi,yürüyüş yapmayı,golf ve tenis oynamayı,bale yapmayı ve arkadaşlarımla oynamayı seviyorum.
Kaan : Bilgisayar oynamayı, basket oynamayı, tenis oynamayı, yüzmeyi ,kayak kaymayı seviyorum
3. Çok klasik ama, büyüyünce ne olmayı hayal ediyorsun?
Defne : Ressam olmayı.
Kaan : İş adamı (Endüstri Mühendisi)
4. Annen ve baban farklı bir nesil, annen ve babandan hangi konularda
farklı olduğunu düşünüyorsun ?
Defne : Ben makyaj yapamıyorum annem yapıyor.Anne baba çalışıyor, ben çalışamıyorum onlar akşam çıkıyor ben genelde evde kalıyorum
Kaan : Çoğu konuda farklıyız !
5. En sevdiğin şey ne? En sevdigin arkadaşların kimler? Neden?
Defne : Annem ve babam. En sevdigim arkadaslarım Ada, Milen ve Selin. Çünkü onlar bana iyi davranıyor.
Kaan : Spor,elektronik oyunlar. Aksel, Can, Emir, Yiğit, Hülya, Barbaros, Adilcan, Kaan, Tunçcan, Emre, Bertan.. Özellikle: Sani, Denis, Eran, Bora, Mert, Jesika, Eytan, Berkan, Katya ,Sem, Hayati- Büyükada Gurubum.. Çünkü: Bana hep yardım ediyorlar, destek oluyorlar ve beraber iyi vakit geçiriyoruz..
6. Okul dışında ne yapmayı seviyorsun ?
Defne : Film seyretmeyi, oynamayı.
Kaan : Spor yapmayı, tv izlemek, yürüyüş, bilgisayar ve teknolojik oyunlar ve en çok arkadaşlarımla beraber vakit geçirmek
7. Internet ve oyunlar konusunda günde kaç saat geçiriyorsun ?
Defne :Haftada 1-2 saat. Internet olmasa film izler ve oyun oynardım.
Kaan : 2-3 saat ayırıyorum
8. Bugun “BABA” veya " ANNE" olsaydın, çoçuklarını nasıl büyütürdün ? Onlara ne söylerdin?
Defne : Ben anne olsam çocuklarıma çok iyi davranır, onlara “canım, tatlım” derdim.
Kaan : Ögütler verirdim,hayatta dikkatli olmalarını ve her zaman arkalarını kollamalarını söylerdim
Çok severek büyütürdüm..
9. Dünya hakkında ne düşünüyorsun?
Defne : Dünya hakkında iyi düşünüyorum. Uzayı çok merak ediyorum.
Kaan : Enteresan ve keşfetmesi eğlenceli buluyorum
10. Hayatından mutlu musun? Mutluluğu nasıl tarif edersin?
Defne : Evet.Gülümsemek, iyi hissetmek.
Kaan : Hayatımdan mutluyum. Mutluluk insanın sevinmesi, ilgi görmesi, bazı isteklerinin yerine gelmesi, en önemlisi aile ve iyi arkadaşlıklar kurmasıdır ..
11. Arkadasların ile kavga ediyormusun? Küsüyor musun? Neden? Sence, duygu nedir?
Defne : Evet.Bazen.Beni üzdükleri için. Duygu, iyi bir şeyler düşünmektir.
Kaan : Bazen anlaşmazlıklar çıkıyor, ama sonra çözümü oluyor.
Buna neden olan duygular: Sinir,kırgınlık,hırs,öç alma ,kıskançlık
12. Bana söylemek istedigin ve senin yaşındaki gençlere tavsiyen var mı?
Defne : Hayır yok. Bu soruları anneme gönderdiğin icin çok teşekkürler.Bütün çocukları çok seviyorum.
Kaan : Arkadaşlarınızla geçinebildiğiniz kadar iyi geçinin, ailenize önem verin, saygı ve sevgiyi ön planda tutun
13. Kardeşin olsun istermiydin ?
Defne : Evet, hem de çok.
Kaan : Bir bakımdan evet çünkü her zaman benim yakınım olan bana arkadaşlık edebilecek biri olurdu.
14. Eskiden ne Internet ne de bilgisayar vardi? Bunlar olmasaydı ne yapardın ?
Defne : Internet olmasa film izler ve oyun oynardım.
Kaan :Olmadığı için eksikliğini farketmezdim, o zaman ne varsa onu oynardım
Muhteşem cevaplar .Kesinlikle kimseden destek almadılar. Bu çocuklar 6.5 ve 10 yaşında ne dersiniz !!
XY nesli bizden farklı, ama yukarıdaki cevaplara baktığınızda bizden daha hızlı gelişiyorlar, öğreniyorlar, kendilerini tanıyorlar, ne istediklerini biliyorlar.
“Bugün neredeyse despot , diktatör ebeveynlere rastlamak imkansız; gücü teslim etmiş aileler ve bunu üstlerine almış çocuklar görmek mümkün. Bu da, çok mutsuz gençler yaratıyor. Hırçın ve öfkeliler; ailelerine karşı saygı duymuyorlar, çünkü aileleri gerçek liderlik gösterip saygı aşılamamış. ”
O zaman biz ailelere ne sorumluluk düşüyor ?
Genç insanları, girmek üzere oldukları dünyanın saçmalık ve yalanlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olacak düşünce yapısına ve içsel kaynaklara sahip, sorumluluk sahibi, vasıflı, özgüveni yüksek, bağımsız ve gerçekçi bireyler olmalarına destek ve yardımcı olmalıyız.
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Comments powered by CComment