Başarı Hakkında Düşüncelerim!

Uzun zamandır iki konu kafamı kurcalıyor: yetenek ve başarı. Bu konularda bir çok kitap okuyorum ve gözlemliyorum. Öncelikle başarı konusundaki bakış açımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mutluluk, tutku kavramları gibi başarı kelimesi de insanlar tarafından tam ifade edilemez. Ben başarılıyım demek, diğer insanlar için ne ifade eder? Bir konuda başarılı olmanız, sizi diğer konularda başarılı kılmaz. Örneğin teniste üstün başarılı olan bir sporcu, yüzmede çok kötü olabilir. Çok başarılı bir şarkıcı, kötü bir konuşmacı olabilir. İyi bir yönetici, kötü bir aile reisi olabilir. İnsan herşeyde başarılı olamaz. Önemli olan hedef olarak belirlediğimiz veya tutku duyduğumuz bir konuda başarılı olmamızdır.

Geçen gün benimle sohbet etmek için gelen genç bir bayan, kendisini biraz sıkıştırınca “ama ben huzurluyum, çünkü istediğim her şeyi gerçekleştiriyorum” dedi. Bence de kişinin istediğini yapması/yapabilmesi, bunun yanında kendini huzurlu ve mutlu hissetmesi de insanı başarılı kılar. Başarı, kişinin inandığı, amaçladığı yolda istediği sonuca ulaşabilmesidir.

Çoğu insanın mutsuz olmasının ana sebebi ne istediğini bilmemesidir. Ne istediğinizi bilmediğiniz takdirde (bu kendinizi tanımadığınızdan da olabilir), gerçek başarı hissine, kişisel tatmin duygusuna sahip olamazsınız. Her şeye sahip olup, ona rağmen mutsuz olan insanların mutsuz olma sebebi de budur. www.tanerozdes.com kişisel siteme haftada 3-4 tane ne yapacağını bilmediği için akıl/yön arayan gençlerin e-postaları gelmekte. Bunların bazılarına yardımcı olmaya çalışıyorum, bazıları ile de kahve içmeyi teklif ediyorum.

Geçen gün yine böyle bir e-posta geldi ve yazan kişiyi sıkışık programımın içine dahil ederek kendisi ile buluşmayı önerdim. Görüşme süresi kısıtlı olması sebebiyle, kendisini bir süre dinledikten sonra söylediklerimin kendisini tatmin etmediğini hissettim. Burada sorun, bu genç bayan ne istediğini tam bilmiyordu; hırslı idi, ama hedefleri yoktu. Tutkunuz var ise, hedefiniz yoksa mutsuzluk kaçınılmazdır. Diğer yandan eksikliklerini biliyor, ama farklı bahane ile sorumluluk almamakta ısrar ediyordu. Bazen insan eksikliğini bilir, örneğin ingilizcem iyi düzeyde değil der. Ama kendinize bu konuda ulaşamadığınız bir hedef koyduğunuz için hiç başlamazsınız. EN BÜYÜK BAŞARISIZLIK HİÇ BAŞLAMAMAKTIR! Hedefinize ufak adımlarla ulaşmalısınız. Ara sıra başarısızlığın bu başarının tuzu olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu bayanın başlamamasının ana sebebi İngilizce öğrenmek için yurtdışına gitmem gerekir inancına sahip olması, bu konuda plan yapmamasıydı. Örneğin para biriktirmesi veya alternatifleri araştırması veya bir yakınından borç bulmak olabilir. Burada gördüğüm eksiklik plansızlık ve şikayet etmek, eyleme büyük hedef koyarak başlamamak diyebilirim.

Büyük oğlum Cem bu yaz İtalya’ya lisan kursuna gitmek istediğini bana söyledi. Ama gitmemek için bir çok bahane buldu. Yazın başında tatile gittiğimiz Hillside Su Oteli italyanca bilen stajyer aradığını söyleyince hemen harekete geçtim. Ama oğlum bu seferde ben bu işi yapacak kadar İtalyanca bilmiyorum bahanesini sürdü. İkna etmek için o gün otelde futbol oynarken İtalyan bir çocuk ile ikisini biraraya getirdim. Oğlum yarım saat sohbet etti. Güveni geldi. Sonrasında kendisine ayrıca teklif ettiğim özel ödüllerle Hillside Su Oteli’nde 1,5 ay staj yapmayı kabul etti. Sonunda çok da başarılı oldu. Bazı insanların yönlendirilmeye, cesaretlendirilmeye ihtiyacı vardır.

Bir hedefe ulaşırken diğer önemli bir konu da bir bedel ödemeyi (fedakarlık veya bazı şeylerden vazgeçmeyi, ertelemeyi) kabul etmektir. Örneğin bu yurtdışına lisan öğrenmek için para biriktirmek için harcalamanızı kısmak veya hafta sonları part-time çalışmak olabilir. Ben hayatta sevdiğim şeyleri yapabilmek için aynı anda 4-5 iş yaparım. Bu bir çok insan için kabustur. Benim için önemli olan inandığım amaç ve hedeflere ulaşmaktır. Burada ödeyeceğim bedeli peşinen kabul ederim: az uyumak, TV seyretmemek, bazı akşamlar dışarı çıkmamak, bir çok zevki ertelemek gibi. Hedef olduğu noktada plan. Plan olduğu noktada bir bedel ödemek, en önemlisi herkesten çok çalışmak gerektiğini peşinen kabul etmeniz başarılı olma yolunda zorunludur. Diğer önemli bir konu da başarısızlık ve başarı elele hareket ederler. Başarısızlık başarı yolunda öğretici bir rol oynar, eğer kendinize güveniniz ve sönmeyen bir tutkunuz var ise.

Bitti mi? Kesinlikle hayır. Sabır ve sebat etmek, hatalardan sürekli öğrenmek, ne olursa olsun pes etmemek, vazgeçmemek gerekir veya son bir gayret. Plan ne kadar mükemmel olursa olsun, herzaman aksilikler, engeller, beklenmeyen süprizler önünüze çıkacaktır. Bunlara pozitif, yapıcı olarak bakın. O nedenle duygusal, zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak güçlü olmanız gerekir. Bir arkadışımız Mezzaluna’yı kurduğunda bana bir hikaye anlatmıştı. Mezzaluna’yı binbir zorlukla açmıştım. Türkiye’ye gelmelerini ikna ettim. Restoranı açtığımın ilk ayında bir sabah işe gittiğimde bana ahçının gelmediğini söydiler ( başka bir restorandan yüksek ücret aldığı için ansızın gitmişti). Kısaca o gün restoranda yemek yapacak bir kişi yoktu. Siz, arkadaşımın yerinde olsaydınız ne yapardınız? Vermiş olduğunuz tepki, panik, endişe sizin ruhsal, zihinsel, fiziksel ( RZF) olarak ne kadar güçlü ve planlı olduğunuzu gösterir. Bu bir sporcu için antreman, pratik, deneme, iyi beslenme, düzenli yaşam demektir. Milli atlet Elvan’ın aylarca hazırlandığı ve Türkiye için bu kadar kritik uluslararası bir yarışmada son 200 metrede yarışı terk etmesi Elvan’ın belli konularda kendisini bu yarışmaya iyi hazırlamadığının göstergesidir. Bunun bir çok sebebi olabilir, ama ne kadar hazırlıklı olursak (RZF) başarı oranımız o kadar artar. Başarıda diğer önemli bir nokta hedeften uzaklaşmamak, sürekli planlarınızı revize etmektir. Esnek, pozitif, olumlu bir tutum içinde sabırlı olmak, başarı yolunda sahip olmanız gereken kişisel özelliklerdir.

Çok güçlü bir kişi olmama rağmen her zaman kendimi RZF olarak iyi hissetmek için sabah ve akşam pozitif kişisel gelişim kitapları okurum, seminerlere katılırım, yeni insanlar ile tanışmak için fırsat kollarım veya yaratırım. Spor yapmayı, aileme ve yakın arkadaşlarıma vakit ayırmayı ihmal etmemeye özen ve gayret gösteririm. Gerektiğinde masaj, doğada yürüyüş yaparak ruhumu ve bedenimi özgürleştiririm. Yazı yazmak da benim için bir terapidir. Kendimi her zaman en kötüye hazırlarım, moralimi hep yüksek tutmaya sahip olduklarıma şükrederek iç huzurumu sağlamlaştırırım. Herkes kendisine göre farklı yöntemler bulabilir.

Amaç her gün yeni şeyler öğrenmek ve kendimizi sürekli geliştirmek. Şu söz çok hoşuma gider “Bir bebek gibi aç olursan bir bilge kadar akıllı olursun”. Vermiş olduğum seminerde gençlere hep şu öğüdü veririm : “Kim olursan ol, eğer her gün yeni bir şeyler öğrenmezsen, konfor alanının dışına çıkıp yeni bir şeyler denemezsen, hedeflerini gözden geçirmezsen, kendini sürekli geliştirmezsen, bu dünyada başarılı olma şansın yoktur.” Zig Zagler şöyle diyor “ Hayat bir sınıftır, sadece yaşam boyu öğrenci olmak isteyenler sınıf birincisi olacaktır.”

Hedeflere dönecek olursak hedefinizi belirlerken her zaman kendinizi en kötüsüne hazırlayın, hedeflerinize büyük adımlar yerine ufak adımlar ile ulaşmaya çalışın. Ara sıra dinlenin (bunun zamanlaması için bedeninizi dinlemeniz yeterlidir), planlarınızı revize edin, kendinize ufak ödüller verin. Bir hedeften diğerine koşarken kendinizi daha iyi tanıyacaksınız, özgüveniniz ve kendinize inancınız artacaktır.

Dünyada en büyük başarı “vazgeçmemek”, en büyük de başarısızlık “pes etmek“ veya “ hiç denememek“. Zig Zagler’in Çok Çok İyi Hayat adlı kitabında 34 km’lik Manş Deniz’ini ilk defa geçen kadın yüzücü Florence Chadwick’in, 35 km’lik başka bir denemesinde, hedefine son 800 metre kala kendisine refaket eden annesinin ve antrenörünün kendisini yüreklendirmesine rağmen, yoğun sisten dolayı kıyıyı görememesi sebebiyle vazgeçmesinin ana sebebinin hedefini görememesi olduğunu yazıyordu. Daha sonra bu hedefi, hem de kendisine hız hedefi koyarak başardığını da eklemek isterim. Burada önemli olan ilk denemede başarısız olsak da, en sonunda hedefimize ulaşmanın önemidir. Başarı’nın başka bir tarifi düştüğünde kalkabilmektir.

Eşim ve küç,ük oğlum Emre ile geçen gün birlikte maç seyrederken oğlum bana dönerek bir arkadaşının babasının arkadaşına Bahçeşehir Üniversitesi’ni burslu kazanması halinde ona Audi marka bir araba ve 4 sezon kombine bileti alacağına söz verdiğini söyledi. Bana dedi ki: “Bu sene bana ve abime sınıfımızı direk geçersek ikimizede plazma TV sözü verdin. Bu bizi çok motive etti, özellikle benim ilk dönem 5 kırığım varken ikinci dönem hepsini kurtardım. Şimdi senden ricam, bizi hedefsiz bırakma!” Bende hiç düşünmeden “evet” dedim. Araba kullanmasını bilmeden kendisine böyle hedef koyması beni mutlu etti. Hem de Audi! Babasında Hyundai var !

2009 yılında beni etkileyen iki başarılı iş kadının başarı hikayesini paylaşmak isterim: Serra Titiz ve Nathali Yeşilbahar.

Serra Titiz, ünlü tekstilci Titiz mağazalarının yaratıcısı Ali Titiz’in kızı. Serra’nın bir röportajını ilk defa BÜMED dergisinda okumuştum. Kendisi sosyal bir girişimci. 2007 yılında Mikado danışmanlığı kurmuş.

Hayatını sosyal sorumluluk projelerine adamış olan Serra, kar gütmeyen projeler için gece gündüz çalışarak, hem insanlara fayda sağlıyor, hem de bir hedeften diğerine koşarken bu işlerden haz alıyor, mutlu hissediyor kendini. Serra’ya ayda $ 50,000 maaş verseniz, kendisini bu kadar mutlu hissedeceğini sanmıyorum. Hayatta kendisine bir hedef belirlemiş: Başkalarına hizmet etmek ve yardım etmek ve dünyayı yaşanacak daha iyi bir yer haline getirmek. Hedef belirlemek ve başarı budur! Serra’yı merak edenler için web site adresi : www.mikadoconsulting.com.

İkinci başarılı kariyer sahibi Nathali Yeşilbahar . Hayatta, iş veya sosyal olarak tüm hedeflerini belirlemiş ve bunları harfiyen yerine getiren kararlı, pozitif, hırslı genç bir bayan. Başarılı bloğu zaten kendisini net bir şekilde ifade ediyor. Bloğu dışında başarılı bir kariyeri de var. XİNG’de (sosyal ağ portalı) iş geliştirmeden sorumlu kişi. Yapmış olduğu 2 başarılı kurumsal proje Avrupa’da bir ilk. Bir tanesi BÜMED projesi. Saat beşten sonramı tamamen sosyal aktivitelerime ayırırım diyen Nathali, dans ediyor, düzenli spor yapıyor, en önemlisi her öğlen bloğu için başarılı ve farklı projeleri ile öne çıkan başarılı iş kadın ve adamları ile yemek yiyor. Bu benim de hayat felsefem olduğu için oldukça etkilendim. Yeni insanlarla tanışmak, onların tecrübe ve birikimlerinden faydalanmak. Nathali, ayrıca Jaycees(JCI) her yıl düzenlemiş olduğu Türkiye’nin en başarılı 10 genç yarışmasına bu sene 2 kategoride aday olmuş. Müthiş. Hedef ve başarı budur ! Natali’nin blog adresi www.nataliyesilbahar.com

Nathali ile sohbetimiz sırasında bloğumda yazdığım yazıları kendimin yazdığını söyleyince bu başarılı bayan, bana baktı “Olamaz.. Şaka yapıyorsunuz “ dedi. “Ben sizin kitap yazdığınızı biliyordum ama bu kadar yazıyı yazacak zamanı nereden buluyorsunuz” dedi.

Bu noktada sanırım benim hayattaki amaç ve hedeflerim, yazmak konusunda içimde duyduğum tutku ve istek, insanlara yazarak onlarda sağladığım değişim ve pozitif enerjinin bana verdiği haz, bana herşeye rağmen, tüm zamansızlığa rağmen her hafta yazma gücünü veriyor. Hemde karşılığında 1 TL kazanmadan. Aynı Serra Titiz gibi.

Ne kadar başarılı olursak olalım, her zaman başka birinin başarısı bizi şaşırtabilir!

Son sözüm : “ Başarı; inandığınız, içinizde tutku ve istek uyandıran bir amaç için pes etmeden ne olursa olsun ulaşmak için vermiş olduğunuz mücadele yolculuğudur. Sonunda içinizde bir mutluluk, bir haz, başarmışlık duygusu yaşarsınız. ” Umarım Türkiye’de daha çok Nathali’ler ve Serra’lar görürüz.

Sevgilerimle
Taner Özdeş

Comments powered by CComment

Bize Ulaşın

Halim Meriç İş Merkezi Cemal Sururi Cd. No:25/18 Şişli İstanbul

E-Bülten

E-posta adresinizi girin, size daha fazla bilgi gönderelim...

Ara