2025 yılına girdiğimiz şu günlerde, en önemli sorunların başında geçinmek var. Bugün bir otelin spor salonunda, Özbekistan’dan iki iş insanı ile tanıştım. Türkiye’nin yaşanmayacak kadar pahalı olduğunu, Dubai’den farklı olmadığından söz etti. Ülkemizde gelir ve gider dengeleri altüst oldu. Bu soruna çözüm bulmak isterdim.
Bu yazımda, amacım, size farklı bir bakış açısı kazandırmak…
Çoğu kişinin düşündüğü gibi zengin olmak, çok kazanarak olmuyor. Çok kazanan kişiler de düzenli para biriktirip kazancının bir bölümü ile tasarruf ve yatırım yapmazsa olduğu yerden daha iyi bir yere gelmez. Tasarruf etmek için çok para kazanmanıza gerek yok. Çok kazanan kişi, daha çok birikim yapacaktır, az kazanan kişi de az. Önemli olan, gelirimizin bir bölümünü tasarruf ve yatırım amaçlı ayırmamızdır. Yeterli para kazanamamak da önemli bir sorun. Bunu kabul ediyorum. Ancak, yine de para biriktirmek ya da ufak yatırım yapmamız için bir engel değil.
Bugün, işsizlik, her ülkede var. Öte yandan, nitelikli çalışan arayan onlarca firma da var. Okuldan sonra kariyer planlaması yapmak ve ilk gelen teklife “Evet!” dememek çok önemli. Daha da geriye giderek okul yıllarında staj yapmak ya da yarı zamanlı işlerde çalışmak, iş dünyasında başarılı firmalara girmemizi sağlayabilecek önemli etmen ve farklardan biri.
Başarı için öncelikle hangi konuda yetenekli ve birikimli olduğumuzu bilmek gerekiyor. Güçlü yanlarımız varsa öne çıkan yeteneklerimizin farkına vararak ve bunlara odaklanarak fark yaratabiliriz. Lise yıllarımda, matematik, fizik ve Türkçe’de sınıfın çoğunluğuna göre çok daha başarılı arkadaşlarım vardı. Onları hiçbir zaman kıskanmadım. Bana yardım etmelerini istedim. Çünkü, ne kadar çok çalışırsam çalışayım, ortalamanın üzerinde başarılı olma olasılığım yoktu! “Değerli zamanımı neden boşuna harcayayım?” diye düşünürdüm. Bu konulara yüksek olasılıkla da yeterince başarılı olamadığımdan ilgi duymuyordum. Bu derslerdeki başarılı arkadaşlarımla ders çalışarak en azından sınıfı geçme olanağı yakalıyordum. Bunun dışında, özel ders de alıyordum. Merakım ise daha çok satış, iş geliştirme ve pazarlama yönündeydi. Kişileri etkilemeyi, beğenilerini kazanmayı ve ikna etmeyi seviyordum. On sekiz yaşındayken ufak ufak birden fazla işe girdim ve para da kazandım. Okulu bitirmem ve üniversiteyi kazanmam için en azından ortalamayı tutturmam gerekiyordu. Üniversite sınavlarına da çok sıkı çalışmadım. Hayâlim, Amerika’da satış ve pazarlama okumaktı. Ailemin bilgisi bile olmadan Amerika’ya gitmeyi başardım. Miami Üniversitesi’ne bu orta notlarla nasıl kabul edilmiştim? Merak edebilirsiniz. Tabii ki sunum ve makale yazma yeteneklerimi kullanarak çok rahat bir biçimde kabul edildim.
Amerika’da, istediğim konuları seçtiğimden, okulumu ortalamada 3.5/4.0 üzerinden, pazarlamada ise 4.0/4.0 üzerinden başarıyla tamamladım. Üniversitedeyken sürekli çalıştım. Para kazanmam gerekiyordu. Ek iş yaparak para kazanma düşüncesinin ne kadar doğru olduğunu o yıllarda anladım. Kariyerim boyunca da ek gelir getiren işler yaptım. Bunlar arasında arabuluculuk, borsada yatırım yapmak, ikinci el satış, çok katlı pazarlama, eğitim, danışmanlık, yazarlık ve koçluğu sayabilirim. Ek iş yapmanın en çekici yanı, kazandığınız ek gelirin büyük bölümünü biriktiriyorsunuz.
Yirmi iki yaşında evlendim. Yirmi altı ve yirmi yedi yaşında baba oldum. Genç yaşta baba olmak, mali açıdan kişiyi zorlar. Ailemizden yardım alarak ve kira ödemediğimizden, iyi para kazanana kadar idare ettik. Az kazanırken de her zaman paramın yüzde on/on beşini düzenli biriktirdim. Evlendikten sonra Birikimli Hayat Sigortası yaptırdım. Devlet katkısı ile iyi birikimler yaptım. Hatta Bodrum’daki ilk evimi, bu biriktirdiğim sigorta parasıyla satın aldım. Çocuklarıma da doğduğu günden itibaren önce Büyüyen Çocuk Sigortası sonra da tüm aileme BES Sigortası yaptırdım.
Para biriktirme konusunda yapılan en önemli hataların başında, tüm harcamalarımızdan arta kalan para ile tasarruf yapılacağı inancına sahip olmak yer alır. Elimize para geçtiğinde, otomatik ödeme ya da kredi kartı talimatıyla paramızın yüzde on ilâ yirmisini birikim ya da yatırıma dönüştürmemiz gerekir. Başka bir yöntem ise faizler düşükken kredi kullanmaktır. Faizler düşük olduğunda, paramız olsun ya da olmasın krediyle yatırım yapmamız gerekir. Faizler yüksek iken de kredi kartı kullanarak en az iki adet, otuz ilâ kırk beş gün paramızı günlük fonlara yatırarak ve sermayemizi büyüterek ek gelir elde edebiliriz. Bugünse düzenli gram altın, fon, hisse senedi ya da Bitcoin alarak uzun vadeli yatırım yapabiliriz. Bileşik faiz ile faizden tekrar gelir elde ederek gelirimizi katlayabiliriz. Bunun dışında riskli de olsa güvenilir danışmanlar aracılığıyla arsa yatırımı ya da devre mülk alabiliriz. Bodrum Armonia’da, Türkiye’de ilk devre mülk alanlardan biriydim. Bugün o günün parası ile beş bin Türk lirasına satın aldığım 15 günlük devre mülkten elde ettiğim kira geliri senede 50.000 ₺ ve tapusu bana ait.
Pandemi sonrasında, dünyada, hisse senedine ve yatırım fonlarına ilgi arttı. Bunun dışında gayrimenkul ve sanat koleksiyonculuğu da popüler oldu. Düzenli birikim ve yatırım ve bileşik faizinin mucizesini bilenler, biraz da hesaplı risk alarak parasını katladı. Önemli bir uyarı! Bu konuda yeterli bilginiz yoksa destek almanızı özellikle öneririm yoksa medyada okuduğumuz gibi kulaktan dolma bilgilerle ya da sosyal medyadaki dedikodularla ev ve arabasını satarak tüm birikimini borsa ya da kripto paraya yatırarak tüm birikimlerini bir gecede kaybedenleri neredeyse her gün okuyoruz.
Finansal okuryazarlık konusunda kendimizi geliştirmemiz ve yatırım konusunda karar vermeden önce bu konulara hâkim olmamız çok önemli, örneğin: “Borsada oynanmaz!”
Birikim yapmak ile yatırım yapmak, birbirinden farklı strateji gerektirir. Birikim, gelirimizin bir bölümünü tasarruf etmekken, yatırım yapmaksa risk algımıza göre farklı para ve sermaye piyasası araçlarına para yatırmak anlamına gelir.
Yatırım yaparken dikkat etmemiz gereken birkaç önemli nokta vardır:
1.Hedef Belirleme
Yatırım amacınızı belirleyin! Kısa vadeli kazanç mı, emeklilik birikimi mi, yoksa birikimlerinizi korumak mı istiyorsunuz?
2.Risk Toleransı
Risk toleransınızı değerlendirin! Yüksek riskli yatırımlar, yüksek getiri potansiyeli taşırken, kayıplara da yol açabilir.
3.Araştırma ve Çözümleme
Yatırım yapmayı düşündüğünüz varlıklar üzerine ayrıntılı araştırma yapın! Şirketin finansal durumu, sektör analizi ve pazar trendlerini göz önünde bulundurun.
4.Portföy Çeşitlendirmesi
Portföyünüzü çeşitlendirin! Farklı varlık sınıflarına (hisse senetleri, tahviller, gayrimenkul vb.) yatırım yaparak riskinizi azaltabilirsiniz.
5.Uzun Vadeli Bakış Açısı
Yatırımlarınızı uzun vadeli bir açıyla değerlendirin! Piyasa dalgalanmaları kısa vadede kayıplara yol açabilse de uzun vadede kazanç sağlayabilir.
6.Duygusal Denetim
Duygusal kararlar vermekten kaçının! Piyasa dalgalanmaları karşısında soğukkanlı kalmak önemlidir.
7.Tasarruf ve Acil Fon
Yatırım yapmadan önce acil durumlar için bir tasarruf fonu oluşturun! Bu, beklenmedik durumlarla başa çıkmanıza yardımcı olur.
8.Danışmanlık Almak
Eğer yatırım konusunda deneyiminiz yoksa finansal bir danışmandan yardım almayı düşünün! Uzman görüşü almak, daha bilinçli kararlar vermenize yardımcı olabilir.
9.Yasal Düzenlemeler
Yatırım yapacağınız alanın yasal düzenlemelerini inceleyin! Bu, olası sorunları önlemenize yardımcı olabilir.
10.Piyasa Takibi
Piyasa gelişmelerini düzenli olarak takip edin! Ekonomik veriler, faiz oranları ve siyasi gelişmeler yatırım kararlarınızı etkileyebilir.
“Nasıl zengin olunur?” konusunda çok sayıda yayın ve Youtube videosu izledim, bu konuda kitaplar okudum. Kendim de eski bir bankacı ve menkul kıymetlerde iş deneyimim olduğundan, bu konuda şu önerileri verebilirim:
- Kazandığınız paranın büyük bölümünü yatırıma dönüştürün. Yatırım yaparken farklı yatırım araçlarından bir portföy oluşturun. Geliriniz yüksek değilse az tüketin ve yine de biriktirmenin yollarını bulun. Günlük gereksiz tüketiminizi sınırlandırın. Birkaç örnek olarak, sigara, kahve, ulaşım, giyim ve gereksiz ev harcamaları. Öte yandan, ek iş yaparak gelirinizi de artırmanın yollarını bulun.
- Yeteneklerinize yatırım yaparak bilgi, deneyim ve sosyal ağınızda daha az zamanda daha çok para kazanmanın yollarını bulun. Hafta sonlarınızdaki zamanınızı kullanabilirsiniz. Öncelikle daha çok kitap okuyun, seminer ve kurslara katılın. Sosyal medyada güvenilir kişileri takip edin. Her gün sosyal ağınızı genişletmek için adım atın. Yeni kişilerle tanışın. Sosyal medyayı etkili kullanın. Yazma beceriniz varsa bunu kullanın. Deneyim ve bilginizi internet üzerinden paraya çevirmenin yollarını arayın.
- Para konusunda olumsuz inanç ve düşüncelerden kurtulun. Zengin biri gibi düşünmeye başlayın ve ona göre davranın.
- Kişileri yönetmeyi öğrenin. En önemli sermayeniz, zamandır. Bu nedenle, zamanınızı en çok getirisi olan şeylere ayırırken, önemsiz ve değersiz işlerinizi yardımcılara bırakarak aynı zamanda daha çok para kazanabilirsiniz. Önemli nokta, olanaklarınızı en çok nerede değerlendirmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Yeteneklerinize odaklanmak ve onları geliştirmek değerinizi artırma konusunda daha hızlı sonuçlar verecektir.
- Pasif gelirlerinizi artırın! Bunlar nelerdir? Yatırımlarınızdan gelen kira, temettü, faiz gelirleri vb. Ya da kitap yazarı, müzisyenseniz telif gelirleri, sanatkârsanız, sergi vb. satış gelirleriniz olabilir.
- Zamanınızı kimlerle geçirdiğiniz çok önemli. Doğru kişilerle zaman geçiriyorsanız, hem bilginiz artar, daha farklı düşünmeye, farklı görüye ve tanımadığınız birçok değerli yeni kişiye ulaşma fırsatı elde edersiniz. Yanlış kişilerle arkadaşlık yapmak, tüm gün boş boş zaman öldürmeye benzer!
- Bu en sonuncu başlık çok önemli: Hedefiniz para kazanmak olmamalı! Ne yaparsanız yapın, yaptığınız işin bir anlamı olmalı. Yaptığınız işte en iyi olmayı ya da farklı olmayı yeğlerseniz para sizi takip eder. Son zamanlarda, tenis, ne kadar popüler bir spor oldu. Dünyanın birçok ülkesinde gençler tenise yöneliyor. Bu gençlerden milyonda biri Federer, Djokoviç ya da Nadal olmayı başarıyor. Yaptığınız işte iyi olduğunuzu düşünüyorsanız, daha iyi olmayı hedefleyin.
Kendinize sürekli yatırım yapın.
“Yoksul biri gibi düşünürseniz, istediğiniz refah seviyesine ulaşamazsınız. Çünkü, nasıl düşünürseniz onu kendinize çekersiniz!”
Tüm bu yazdıklarımı tekrar okumadan önce, parayla ilişkinizi tekrar gözden geçirin. İkinci olarak, gelir ile tasarruf arasında bir ilişki olmadığını bilin. Her seviyede para biriktirebilir ve uzun vadeli yatırım yapabilirsiniz. Miktarının bir önemi yoktur. Bileşik faiz, sizin için çalışacaktır.
Tasarruf ve yatırım yapmak için çok para kazanmayı beklerseniz, o gün, hiçbir zaman gelmeyecektir. Yüksek enflasyonist ortamlar, zengini daha zengin, yoksulu ise daha yoksul yapıyor. Enflasyondan korunmanın yolu, daha çok tüketmek değil yatırım yapmaktır.
Varsıl(Zengin) ile yoksul arasındaki en temek fark: “Varsıllar, kazandığı para ile sürekli yatırım yaparken, yoksullar sürekli tüketmeye devam eder!”
Sevgilerimle,
Taner Özdeş
Bu yazının dil bilgisi düzenlemeleri,
FaRkLaR Kılavuzu/Sözlüğü (FaRkLaR.net)
tarafından sağlanmıştır.
Comments powered by CComment