Bugün sizleri çok yönlü bir isimle tanıştıracağız. Karşınızda Taner Özdeş! 1963 yılında doğdu. Kendisi hem iyi bir pazarlamacı ve satış uzmanı, hem iyi bir eğitimci, hem iyi bir iş insanı, bir de üstüne iyi bir yazar (Çok bilinen ‘’Satışın 10 Altın Kuralı’’ isimli kitabın yazarı). Kendisinin bütün bu yeteneklerinin yanında profesyonel koçluk ve eğitimciliğe başlaması ise tamamen tesadüften ibaret. Gelin hep birlikte Taner Bey’in serüvenine ortak olalım.
Eğitim ve koçluk serüveniniz nasıl başladı?
‘’Eğitimci olmak isterken kafamda herhangi bir eğitim verme fikri yoktu. Sertifika kazanabilmek için 100 saat ücretsiz eğitim vermem gerekiyordu. En iyi bildiğim şey ‘’satış’’ olduğu için, Boğaziçi Üniversitesi’nde iki tane satış eğitimi verdim. Daha sonra paralı eğitim vermem konusunda çok fazla ısrar edilince başlamaya karar verdim.’’
Eğitmenlik serüveni işte böyle başlamış Taner Özdeş’in. Fakat koçluk serüveninden henüz bahsetmedik, şimdi o kısma geçiyoruz.
Eğitimin yetersiz kaldığını fark ettikten sonra öğrencilerine koçluk yapmaya başlamış. Aldığı kararların meyvelerini yemeye başlayan Taner Özdeş, koçluğun ne kadar önemli olduğunu tam da bu noktada fark etmiş.
Taner Bey’in kimliklerinden bir tanesinin yazarlık olduğuna yukarıda değinmiştik. Taner Bey’e kitap yazma serüvenini de sorduk.
Kitap yazmak nasıl bir süreçti sizin için? Yazarlık yapmayı sevdiniz mi?
“Yazar olmak içten gelen bir şeydir, insan yazar olmak için yazar olmaz” diyor Taner Bey.
“Önce köşe yazarı olarak başladım. Çok makale yazdım ve bunları kitaba dönüştürdüm. Aktif olarak makale, kitap yazmaya devam ediyorum. Yazarak duygularımı daha iyi ifade edebiliyorum, dünyaya bir katkım olduğunu hissediyorum” diye de ekliyor…
“Yazdıkça yazma kapasitesi artıyor. Yazmayla birlikte araştırmak, dünyaya değer katmak, düşünmek, gözlemlemek, duygularınızla bütünleşmek, kendini gerçekleştirmek, kendinizi tanımak gibi duygu ve durumlar beraberinde geliyor.”
Taner Özdeş aynı zamanda iyi bir iletişimci. Bu yüzden kendisine karşınızdaki insanda ilk dikkat ettiğiniz özellik ne olur? Sesi mi yoksa duruş ve jest-mimikleri mi diye sorduk.
“Enerji önemli. İnsan önce enerjiyle iletişim kurar. Dış görünüş çok önemli. Ayakta duruyorsa ayakta duruşu, oturuyorsa oturma şekli, jest ve mimikleri, el sıkışma biçimi, göz teması, kullandığı aksesuarlar, konuya giriş şekli, ses tonu, özgüveni hepsi bir bütün. Belli bir kısmı ayırmak zor. Genel anlamıyla önce dış görünümüne sonra tavırlarına dikkat ederim”
Kendisiyle saygı kavramı üzerine de konuştuk…
Size göre saygı nedir ve saygısızlığa karşı neler yapabiliriz?
‘’Saygı iki yönlüdür. Bir kişiyi tam tanımadan, onunla belli bir seviyede bağ kurmadan iletişime girmek mantıklı değildir. Önce, karşımızdaki insanı tanımalı ve onu dinlemeliyiz. Kişiye, anlatacağımız konuyla ilgili sorular sorarak ilgisinin olup olmadığını ölçmeliyiz.’’
Taner Özdeş’in eğitmen kimliğinden bahsetmiştik. Kendi ismine ait bir akademiye sahip. Buradan satıştan tutun da zaman yönetimine kadar birçok eğitim veriyor. İşte Taner Bey’in zaman yönetimi üzerine söyledikleri;
“Zaman yönetimi en önemli şey. Zamanımızı nereye yatırdığımız, kimlerle geçirdiğimiz, ne okuduğumuz, neler arasında bölüştürdüğümüz önemli. Hedefler olması gerekiyor. Hedef, plan ve zamanı ona göre yönetmek gerekiyor.”
Zaman yönetiminde en önemli 3 noktayı bizler için şu şekilde özetliyor:
-
Aynı anda birden çok iş yapmak zamanı iyi kullanmak demek değildir. Daha çok hata yapabilir ve kapasitenizi düşürebilirsiniz.
-
Plan yapmak önemli. Hedeflerinizi koyduktan sonra ona uygun plan yapmalısınız. Zamanınızı da buna göre ayırmalısınız.
-
Zamanınızı enerjinize göre yönetmelisiniz. Zor işleri enerjimizin en yüksek olduğu zamanlarda, kolay işleri enerjimizin en düşük olduğu zamanlara koymalıyız.
Bu güzel tavsiyelerden sonra sohbetimize devam ediyoruz…
Birçok mesleğe sahip olmanız sebebiyle çok yönlü bir insan olduğunu varsayabiliyoruz. Çok yönlü olmak size ne gibi avantajlar ve dezavantajlar getirdi?
“Dolu dolu yaşamamı sağladı. Çok yönlü olmak kişinin tam anlamıyla kapasitesi kullanmak, yeteneklerini keşfetmesi demek. Meraklı olmam beni farklı alanlarda geliştirdi ve yeni şeyler öğrenmemi sağladı. Çok yönlü olmak dışa dönük olmayı da gerektiriyor. Bu durumlar bana çok fazla kapı açtı ve hayatımı dolu dolu geçirdim.”
Taner Özdeş’in Think&Glow Okurlarına Özel Önerileri:
-
Kişi hazır olduğunda önce kendisini tanımalı.
-
Kendimizi tanımak demek, kendimizin birçok yönünü fark etmek demektir. Bunları yapabilmek için de çok yönlü olmak gerekir. (Yeni insanlarla tanışmak, çok kitap okumak, bolca araştırma yapmak ve risk almak gibi)
-
Yaşam dediğimiz şeyin bir yolculuk olduğunu, kariyerin de bu yaşam yolculuğunda kişinin kendini gerçekleştirmek üzerine kurulu bir yatırım olduğu unutulmamalıdır.
-
Yaşamın bir sınırı vardır. Hazır olduğunuz andan itibaren, hem kendiniz hem de dünya için; mümkün olduğu kadar risk almalı ve bu yaşamı dolu dolu geçirmelisiniz.
Referans : www.thinkandglow.com
Comments powered by CComment